Serdar Kaya / Sağlık Olsun

Yumurta Dondurma – Doğurganlığın korunması nedir?

Serdar Kaya / Sağlık Olsun

  • 1324

Teknik olarak embriyo dondurulmasından -kriyoprezervasyon daha zor olmasına rağmen, vitrifikasyon -camlaştırma yoluyla yumurta dondurulması -kriyoprezervasyonu, doğurganlığın korunması için yapılabilen bir yöntemdir.
Bu seçenek, yumurta rezervi azalmış erken menopoz adayı olan veya kanser hastası olup alacağı tedavi ile yumurtaları azalacak olan veya yaşı ilerlemekte olup çocuğu olmayan ve de henüz bekar olan ve geleceğe dair üreme umutlarının sürmesini isteyen kadınlar için ideal bir seçenektir.  
Yumurtaları korumak, hastalara gelecekteki bir eşten çocuk sahibi olma esnekliği de sağlar. 
Donmuş yumurtaları gelecekte evlendikten sonra sperm ile donmuş yumurtanın döllenmesi sağlanarak çocuk sahibi olma yoluna gidebilir.  
Yumurta Dondurma Nasıl Yapılır?
Öncelikle Üniversite Hastaneleri Tüp Bebek Merkezlerinden yumurta dondurma raporu çıkarılır. Sonra; IVF döngüsü başlanır ve ultrason kontrolleri ve gonadotropin iğneleri ile yumurtalar büyütülür ve yumurtalar istenilen uygun çapa ulaştığında da genel anestezi altında OPU iğnesi ile vajinal yoldan ultrason eşliğinde yumurta toplama yapılır. Sonra toplanan olgun oositler döllenmez, doğrudan vitrifikasyon -camlaştırma yoluyla ile dondurulup depolamaya gider. Bu dondurma embriyo kriyoprezervasyonu ile aynıdır. 
Vitrifikasyonun ortaya çıkmasıyla birlikte, yumurta dondurma -kriyoprezervasyonu, eski teknoloji olan yavaş dondurma ile karşılaştırıldığında gebelik elde etmede çok daha başarılı olmuştur.
2019 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde daha önce dondurulmuş yumurtalar kullanılarak oluşturulan taze embriyolardan 3000'den fazla transfer gerçekleştirildi. 
Bu tür transferlerin yaklaşık yüzde 47'si canlı doğumla sonuçlanmış. 
Çözülen oositlerin %80’i hayatta kalmış. Bu verilere dayanarak mümkünse 38 yaşından önce yumurta dondurulması önerilmektedir. 38 yaşın üzerindeki hastalar da yumurtalarını korumayı tercih edebilirken; yumurtalardan kaynaklanan sebepler ile 38 yaş altındakilere göre daha düşük canlı doğum olasılığı konusunda bilgilendirilmelidirler. 
Aynı verilere göre transfer başına canlı doğum oranları PGD yapılarak genetiğine bakılmış öploid embriyolar için % 55 ve PGD ile biyopsi yapılmayan embriyolar için ise % 31 olarak bulunmuştur.
Hasta başına nihai canlı doğum oranı ise % 39 ve yaşa uygun tüp bebek döngüleriyle karşılaştırılabilir oranlarda olduğu tespit edilmiştir. Hasta başına nihai canlı doğum oranı, kriyoprezervasyon sırasında 38 yaş altında olan ve 20 ve üzeri sayıda dondurulmuş metafaz II denilen uygun iyi kalite özellikteki çözebilen yumurtalarla yapılan tüp bebek ile yapıldığında ise % 50’den fazladır. 
Erkeklerde de benzer şekilde eğer çeşitli tipte kanser hastalıkları olursa ve geleceğe yönelik doğurganlık korunma istendiğinde ameliyat, radyoterapi veya kemoterapi gibi kanser tedavileri öncesinde sperm dondurma işlemi mümkündür.  

Sonuç olarak Malignite, tıbbi bozukluklar gibi bazı tedaviler üreme işlevini kalıcı olarak sonlandırabilir. Bu tür tedavileri düşünen hastalar, doğurganlığın korunmasına yönelik seçeneklerle ilgili danışmanlık için hızla yönlendirilmelidir. Doğurganlığı korumak için yerleşik kriyoprezervasyon teknikleri arasında embriyoların ve gametlerin dondurulması yer alır. 
Yumurtaları korumak, hastalara gelecekteki bir eşten çocuk sahibi olma esnekliği sağlar. 
Yaşı ilerlemekte olup çocuğu olmayan ve de henüz bekar olan, erken menopoza girecek olan ve geleceğe dair üreme umutlarının sürmesini isteyen kadınlar için de ideal bir seçenektir.  
Uygun tedavi öncesi planlama ve müdahale ile gelecekte biyolojik ebeveynlik mümkündür.
 

Yazarın Diğer Yazıları