Nuray Bartoschek

TEHLİKELİ SÖZCÜKLERİ SÖZLÜĞÜNÜZDEN ÇIKARTIN

Nuray Bartoschek

  • 3878

Kaç yıllık evli olduklarını bilmesem de  uzun yıllardır evli olduklarını biliyordum.  Geçen gün istemeden tanık oldum tartışmalarına.

Adam “Sen zaten hep”...diye başladı söze.. Ürperdim bir an. Durun yapmayın demek istedim.

Kadın devam etti bu kez. “ Sen zaten asla!”..

Sonrasında ise “ böyle yapmandan nefret ediyorum! “ gibi olumsuz sözcüklerin ardından

 “  seni ne denli sevdiğimi hiçbir zaman anlamadın “ gibi birbirlerine olan sevgilerini dile getiren sitem dolu sözcükler  havada uçuşmaya başladı.  Ortam iyice gerildi.

Gerisini dinlemedim zaten.

Çünkü artık  hiç kimsenin yapabileceği bir şey yoktu. Öylesine tıkamışlardı ki yollarını, o yolu açmaya hiç kimsenin gücü yetmezdi. Ve  kaçıncı kez yaşanıyordu bu tartışmalar kim bilir.

İkisi de  çok sevdiğim, aydın insanlardı. Birbirlerini ne denli  çok sevdiklerini biliyordum.

Uzun zamandır bir iletişim sorunu yaşıyorlardı. İlişkilerinde bir çıkış yolu arıyor ama bir çözüm bulamıyorlardı. “Birbirimizi seviyoruz ama... neden  sürekli tartışıyoruz ? “ diye soruyorlardı.

Tartışmanın sonunda varlığımın ayırdına vararak bana döndüler . Belki bir çıkış yolu bulma ümidi ile, belki de kendilerini haklı görmem için sırayla anlatmaya başladılar.

 Kadın “Onu mutlu etmek için bunları , bunları yaptım. Evet, hatalarım oldu ve  onu mutsuz eden davranışlarımı değiştirmeye çalıştım, ama O bunların hiç ayırdına varmıyor” dedi.

Adam  aldı sözü bu kez “ Yalnızca O mu çabalayan?” dedi  sitemle. “Ben de sürekli kendimi sorguluyorum ve sürekli yenilemeye çalışıyorum ama O da bendeki değişimin  ayırdında değil”

 

Gülümseyerek “Sevgili dostlarım” dedim. “Sanırım siz kendi kullandığınız sözcüklerin tutsağı olmuşsunuz.   Öfke anında birbirinize söylediğiniz onca sözden hangileri aklımda kaldı biliyor musunuz? “ Sen zaten hep” , “Sen zaten asla” ve “ nefret ediyorum

Ötesini dinlemedim zaten.

Ben tehlikeli sözcükler diyorum onlara. Anne, baba, eş, kardeş, iş, arkadaş ilişkilerinde kesinlikle kullanılmaması gereken, insanın kulağını sağır, gözünü kör eden, iletişimin önünü tıkayan sözcükler bunlar.

 Bir kez ağzımızdan bu sözcükler döküldükten sonra karşımızdaki ne yapsa boş. Sesinin çıktığı kadar avaz  avaz bağırabilir, ne kadar değiştiğini, gerçekten çabaladığını sözleriyle, davranışları ile göstermeye çalışabilir.  Ama o çok tehlikeli sözcükleri kullanmakla  öncelikle kendi sesimize tıkamışızdır kulaklarımızı, kendi gözlerimizi bağlamışızdır. Bu nedenle karşımızdaki kişinin çabaları sonuçsuz kalacaktır.

Bu sözlerin anlamı şudur: “Sen ne istersen  söyle, ne yaparsan yap, benim senin hakkındaki fikrim değişmeyecektir”

Çünkü bu sözcükleri kullanmakla  karşınızdaki kişiyi belirli bir çerçeve içine oturtmuşsunuzdur ve o çerçevenin dışına çıkarmaya  hiç niyetiniz yoktur.

Kin ve nefret sözcüklerini ise çıkarıp atın  yaşam sözlüğünüzden.

Nefret duygusu insanın karşısındakini değil, her şeyden önce kendisini cezalandırmasıdır.

Yüreğinde kin, nefret duygusu olan insanlar asla mutluluğu yakalayamazlar, yapbozun bir parçası hep eksik kalır. Sizler de her tartışmanın başında birbirinize karşı bu tehlikeli sözcükleri kullanarak kendi yolunuzu kapatıyor, birbirinizdeki olumlu değişimleri görmüyorsunuz.

Ben , bu tehlikeli sözcükleri tümüyle çıkarıp attım yaşam sözlüğümden. Ve inanın hiçbir eksikliklerini duyumsamıyorum. Duygularım, düşüncelerim, sözcüklerim önyargılardan uzak ve özgür şimdi.

Tüm ilişkilerinizde olumsuz sözcükleri kullanırken cimri, sevgi sözcüklerini, olumlu sözcükleri kullanırken cömert davranmaya özen göstermeye çalışın. Göreceksiniz, ilişkileriniz bu denli yorucu ve yıpratıcı olmayacaktır.”

Kısa bir sessizlikten sonra adam ve kadın birbirlerine gülümseyerek  baktılar.

Ve ikisinin ağzından aynı sözcükler döküldü:

“Seni seviyorum “

Şimdi karşımda öfkeden gözleri görmeyen, kulakları sağır bir çift yoktu ve “sevgi” bir kez daha kazanmıştı!

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları