Nuray Bartoschek

SONUNDA BİTTİ!

Nuray Bartoschek

  • 6955

Henüz çiçeği burnunda bir yıldı. Coşkuyla karşılamış, “Hoş geldin “ Diyerek umutlarla başlamıştık. Geçen yıllarda gerçekleşmeyen ya da yarım kalan dileklerimizin bu yıl gerçekleşeceğine inanıyorduk. Önümüzde koca bir yıl vardı ve kim bilir ne sürprizler bekliyordu bizi. Ah, nereden bilebilirdik bu yılın geçen yıllara hiç benzemeyeceğini ve yeni dilekleri bir yana bırakıp “Sahip olduklarımızı yitirmeyelim yeter “  Diyeceğimiz günlerin bizi beklediğini. 
Meğer ne güzelmiş maskesiz solumak! İstediğimiz saatte dışarı çıkıp gezebilmek, yürüyebilmek, dostlarla bir araya gelebilmek özgürlükmüş meğer.
Öğrenciler “Bugün bir neden olsa da okula gitmesek “ derken, gün gelip “Artık okullar açılsa da okula gitsek “ diye düşüneceklerini nereden bilebilirlerdi?
Cebimizde paramız varsa bütün yollar bizim, uzak diye bir yer yok, atlarız uçağa gideriz sanıyorduk. Oysa öyle değilmiş. Bırakın başka ülkelere, şehirlere gitmeyi, mahallemizdeki markete gidemedik alışveriş için.
Sokağa çıkma kısıtlamaları başlayıp bir anda sahiller, eğlence yerleri, kafeler, parklar, restoranlar bomboş kalınca dünyamızı uzaylılar ele geçirmiş gibi hissettik.
Birbirimize sarılmayı bırakın, tokalaşmak için uzatılan ellerin havada kalmasına alışmamız zaman aldı.
Aile bireyleri bir anda eve kapanınca herkes bocaladı. Yıllardır rutin yaşam döngüsü içinde birbirinden ne denli uzaklaştıklarını, aynı evi paylaşan yabancılara dönüştüklerini fark edince aile çatışmaları arttı.
Büyüklerimizin çocukluğumuzda “Hadi kızım, misafire kolonya tut “ dediği dönemleri çoktan ardımızda bırakmışken, kolonyalar yine masa üstlerine yerleşti.
El dezenfektanları parfümlerin yerini aldı çantamızda. Ellerimiz aşındı yıkamaktan, obsesyonlar, panik ataklar zirve yaptı.
Herkese, her şeye kuşkuyla bakar olduk.
Ekonomi çöktü, pek çoğumuz işini kaybetti ya da işini küçültme yoluna gitti. Elbette her kriz döneminde olduğu gibi krizi fırsata çevirenler de olmadı değil.  İkinci el araçlar, sahil kentlerinde taşınmaz fiyatları ikiye, üçe katlandı.
Üç-beş aya kalmaz bir çözüm bulunur, böyle devam etmez sandık.
Bir süre sonra  “Gözümüzle bile  göremediğimiz küçük düşman dört bir yandan kuşatıldı ve kontrol altına alındı “ düşüncesiyle önce sınırlar açıldı, sonra yine herkes sokaklara döküldü.
Hala maske, mesafe, hijyen kuralları vardı ama kim ne kadar uyuyor orası tartışılırdı! Maskeler ağızda, kolda, çenede, çantada, boyunda gezerken önceleri haberlerde izlediğimiz veriler çok da ürkütmüyordu.
Sonra çember daraltı. Tanıdıklarımızın tanıdıkları, derken tanıdıklarımız, dostlarımız, yakınlarımızdan “pozitif” haberleri almaya başladık.
Yasaklar, kısıtlamalar, ölümler, depremler derken hepimiz sabırsızlıkla bekledik 2020 yılının bitmesini.
Duruma bakılırsa kış zor geçecek yine. Bu yeni yılda belki de hepimizin ortak dileği  “Eski günlere dönmek “ olacak.
Yeni yıl nasıl geçecek, ne sürprizleri var bizim için henüz bilmiyoruz ama giden yılı aratmamasını umuyoruz.
Yaşantımızda var olan sevdiklerimizin, sevenlerimizin, havanın, suyun, soluk almanın, dokunmanın, parayla sahip olunamayacak değerlerimizin farkındalığıyla geçireceğimiz bir yıl olmasını diliyorum.
Hoş gel, güzel sürprizlerle gel Yeni Yıl. 

Yazarın Diğer Yazıları