Nuray Bartoschek

BOŞANMA SÜRECİ VE ÇOCUKLAR

Nuray Bartoschek

  • 2688

Hiç kimse boşanmayı düşünerek evlenmez. Evlenirken herkesin dileği hastalıkta ve sağlıkta, iyi ve kötü günde birbirinin yanında olup, bir ömrü birlikte geçirmektir. Ne yazık ki, bu her zaman mümkün olmaz. Aile terapilerinde amacımız aile bütünlüğünü korumak, mutlu, huzurlu bir aile ortamı oluşturmak olsa da bazen  eşler kendi aralarında boşanma kararı aldıktan, hatta yasal işlemlere başladıktan  sonra  bu zorlu süreçle daha kolay başa çıkabilmek ve çocuklarının bu süreçten olumsuz etkilenmemesi için boşanma öncesi, boşanma süreci ve boşanma sonrasına yönelik destek  amacıyla bize başvururlar.
Eşler kendi aralarında yaşadıkları pek çok sıkıntıdan çocukların haberi yok diye düşünse de çocuklar   çevrelerinde olup biten her şeyin farkındadırlar.  Çoğu kez bu konuda tek kelime söylemeseler de anne-babasının ilişkisinin yolunda gitmediğinin, babanın eve geç geldiğinin, anne babanın birlikte yatmadığının farkındadırlar.
Evde şiddet varsa, çok fazla kavga gürültü varsa evdeki huzursuzluğu iki yaşındaki çocuk bile algılar. Evde çok bağırma, kavga olmadan sadece soğuk savaş yaşanıyorsa, üç dört yaşındaki çocuklar bunu da algılarlar.
Anne babanın boşanma öncesi, boşanma süreci ve boşanma sonrasında yaptığı bazı davranışlar çocuk üzerinde zedeleyicidir.
 Bu süreçte anne ya da babanın çocuğu kendi tarafına çekme çabası, çocuğu bir arkadaş gibi görüp onunla dertleşmek, ona ayrılıkla ilgili tüm ayrıntıları anlatmak, çocuğu diğer tarafa silah olarak kullanmak  yapılan yanlışlardan bir kaçıdır.
Çocuğa her şey yolunda gidiyor gibi gösterip gerçekleşen,  çocuk tarafından beklenmeyen, ani ayrılıklar daha sarsıcıdır. Diğer durumda çocuk işlerin kötüye gittiğini gördükçe olabilecekler konusunda kendini hazırlar. Her şey yolunda gidiyorken anne babanın ayrılığı çocukta bir şok etkisi yaratır.
Anne ya da baba çocuğu kendi tarafına çekmeye çalışarak karşı tarafı cezalandırmaya çalışabilir. Ebeveynler çocuklarını çok sevseler de çocuk bilinçdışı olarak bir araç gibi kullanılır genellikle.
Çocuğun ayrılık sürecinde taraf olmasını beklemek ona yapılacak en büyük haksızlıktır. Normal şartlarda çocuk için anne ve baba eşit uzaklıktadır.  Bir tarafın diğer tarafı kötülemesi çocuk açısından ciddi bir sevgi, güven ve bağlanma karmaşası yaratır.
Çocuk bizim dışımızda bir varlıktır ve bize de eşimize de eşit mesafede durması doğal gerekliliktir.
Çocuk ayrılığa öfke ve kızgınlıkla tepki gösterebilir. Öfke ayrılık olayının kendisine, anneye ve babayadır. Nedensiz bağırır kavga çıkarır. Aslında öfke çocuğun yeni hayata uyum sürecinde yaşanması gereken bir durumdur ama bunu bilmeyen anne babalar da çocuğun öfkesine öfkeyle karşılık verirler. Bu durum çocuğun duygusal boşalımına engel olur  ve dışa yansıtılmayan öfke çocuğun içe kapanmasına , insanlardan uzaklaşmasına neden olur. Size bağırarak karşılık veren çocuğunuzu sakince dinleyerek öfkesinin dinmesine yardımcı olabilirsiniz. Öfke ve kızgınlığı yatıştırmanın en iyi yolu karşımızdaki kişinin duygularını ifade etmesine izin vermektir.
Çocuğun “Artık yeter, durun!” dediği hatta “Artık ayrılın” diye tepkisini açıkça gösterdiği durumlarda vardır. Bu o ortamın çocuk için ne kadar dayanılmaz ve gergin olduğunu gösterir.
Yaşına  ve gelişim durumuna göre ayrılığın nedenleri anlatılmalıdır ama söylenecekler kadar söylenmeyecekler de önemlidir.
Çocuğa gereğinden fazla ayrıntı vermek onun kafasını karıştırır ve sıkıntısını artırır.
Diğer ebeveyni suçlayıcı sözlerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Siz söylemeseniz de çocuk süreç içerisinde mutlaka gerçekleri öğrenecektir.
Ayrılma kararını mutlaka anne ve baba çocuğa birlikte açıklamalı , ana teman anlaşmazlık üzerine kurulmalıdır.  Çoğu çift “Bu senin kararın, çocuğa sen açıkla “ der ama çocuk açısından bu sağlıksız sonuçlar doğurur.
Ayrılık nedeni ne olursa olsun işin özeline girilmemeli, çocuğa yaşına göre açıklama yapılmalıdır.
Çocuğa kararı birlikte açıklamanın en önemli amacı çocuğa güven duygusu ve “Biz senin arkandayız, biz seninle beraberiz “ mesajı vermektir.
Ayrılık sonrası çocuk en kısa zamanda evden ayrılan tarafı ne zaman göreceğini öğrenmelidir. Çocuk sonuçta her istediğinde anne babasına ulaşabilmeyi ister.
Evden ayrılan ebeveynin çocuğa “Sokağa atılmış duygusu” yaşatmaması için “ Herkes hayatını devam ettirecek, kötü giden bir şey yok, sadece evden ayrıldım ve artık burada yaşayacağım “ diye açıklamada bulunması çocuğu anne babası için kaygıları konusunda rahatlatır.
Çocuğa “Şu nedenlerden dolayı senin annenle kalmanın uygun olacağını düşünüyoruz, itirazın olur mu? “ demek “Anneni mi babanı mı tercih edersin”  demekten daha iyidir.
Suçluluk ve acıma duygularıyla çocuğun şımartılması, her isteğinin yerine getirilmesi, davranışlarına sınır koyulmaması, oyuncak, giysi, para ile doyurulmaya çalışılması gibi tutarsız davranışlar aslında çocuk ve ebeveyn arasındaki ilişkiyi temelden zedeler.
Çocuktan ayrı yaşayan ebeveyn çocuğunu yeterince sık görmezse çocuk anne ya da babasının ona değer vermediğini düşünür.
Çocukla zaman geçirmenin amacı anne babanın kendi duygularını tatmin etmesi değil, çocukla kaliteli zaman geçirmek, çocuğa olumlu model olmak olmalıdır.
Söz verilip tutulmadığı zaman çocuk kendisini değersiz hisseder.
Değersizlik hissi pek çok soruna neden olur. Öncelikle özgüven eksikliği oluşur.
Bu durum çocuğun arkadaşlık ilişkilerini, sosyal uyumunu, akademik performansını olumsuz yönde etkiler. Uzun dönemde depresif belirtiler ve kişilik sorunları ortaya çıkabilir. Bu nedenle görüşme sıklığını ve kalitesini düzenleyecek anne babalardır.
Anlaşarak ayrılmış ilişkileri iyi giden boşanmış ailelerde babanın gelip evde kalması, çocukla oynaması özellikle küçük çocuklarda sık rastlanılan bir durumdur ama bu davranışın ne kadar doğru olduğu tartışılmalıdır çünkü çocuk baba eve gelip gittiğinde “ Babam bizde kalıyor ve bir sorun yok, o zaman neden ayrıldılar ?” ya da “Neden bizi terk etti?” diye soruyor.
Baba eve girebilir, çocuğu alabilir  ama hiç ayrılık yaşanmamış gibi davranmak, geceyi çocuğun yanında geçirmek, sürekli eve girip çıkmak çocuğun zihnini bulandırır ve beklenti içine girmesine neden olur.
Ergenlik döneminden sonra babanın eve gelip gitmesi sorun değildir çünkü boşanma kavramı çocuğun kafasında şekillenmiştir.
Boşanma sürecinde ebeveynlerin çocukları da kapsayan profesyonel destek almaları bu zorlu süreci tüm aile bireylerinin daha kolay geçirmelerini sağlar.

Yazarın Diğer Yazıları