Hande B. Sarıca

Bırakmak

Hande B. Sarıca

  • 2094

"Bugün sadece isteyip bıraksam; niyetimi dilek kutusuna atar gibi dileyip devam etsem ve istediğimi dahi unutsam evren onu bana verir mi?"

Bırakmak diyince çok net anlaşılmıyor sanki... Neyi bırakmak? Mesela elimdeki telefonu, sırtımdaki çantayı mı veya tabağımda yemek bırakmak gibi mi? Belki sevdiğim birini bir yere bırakmak ya da birisine bir emanet bırakmak... İlk bakışta bir sorun yok gibi gözüküyor.

Biraz daha derine inelim o zaman; bırakmak değilde teslim olmak mesela kulağa daha etkili geliyor. Teslimiyet genellikle yaşamın içinde bir pasiflik bir vazgeçiş bir kaybediş olarak algılanır ve bahsinin dahi geçmediği pek çok yer vardır şayet bahsedilen durumlarda ise bir tarafın büyük fedakarlık yaptığı ve boyun eğdiği durumları işaret eder.

Biraz daha derine indiğimizde ise teslimiyet ruhani yolculukta Yaradan'a duyulan koşulsuz inancı simgeler. Koşulsuz inançta şüphe, ama, ya böyle olursa gibi kavramlar yoktur; hakikate duyulan inançta sadece seni var edene duyduğun değişmez aşk vardır. Dolayısıyla bu teslimiyet sonsuz güveni, varolmanın dayanılmaz hafifliğini ve berrak bir zihni temsil eder. Tanrı'yı korkmadan şüphesizce sevebilirsek herhangi bir inanç kalıbına girmeden, birileri hoşnut kalsın diye değil yüreğimizin derininden gelerek ona teslim olabilirsek o zaman kaybetmek artık kaybetmek olmaktan çıkıp sonsuz olasılıklar penceresinden bakıldığında yeni fırsatlar demek olur ve dileğimizi eğer ısrar ve bir koşula dayandırılarak değil teslimiyetle, bırakarak dilersek Yaradan onu bize zaten ya çoktan vermiştir göremiyoruzdur ya doğru zamanda verecektir beklemeyi öğrenememişizdir...

İçimizdeki Yaradan enerjisini farketmek ancak kendi bilinç seviyemizi yükseltmekle ortaya çıkar. Bunun için ruhaniyet kapımızı aralayıp kendi özbenliğimizi bulmamız ona ulaşmamız gerekir.
'Ruhaniyet; kurslarda tartışırken, seminerlerde konuşurken, metafizik kitaplarda okunurken veya meditasyon yaparken rahattı ve keyifliydi. Kendimiz gibi insanlarla oturduğumuzda bizi daha 'kutsal' ve kendini bilmez diğerlerinden daha 'akıllı bilinçli' hissettirdi.' Fakat bu sindirilmemiş kibirden öteye geçemediği için teslimiyetin önüne zihinden bir bariyer koyar. Bunu aşmak ve bu niyetle yoşa çıkmak bırakmanın ilk adımıdır.

Şu halde bırakmadan yani teslimiyete geçmeden önce tutunduğumuz bütün saçakları teker teker farkedip kesmeliyiz; önce neye ihtiyacımız olmadığını neyi fazlalık olarak tuttuğumuzu anlayıp onlardan sıyrılmalıyız ve sonra şeffaf bir algı ve berrak bir zihinle yaşamın akışına güvenle teslim olmalıyız...


 

Yazarın Diğer Yazıları