Hande B. Sarıca

İnsan yaşadıkça susar

Hande B. Sarıca

  • 5496

‘Bir insanı sevmekle başlar her işin başı.’ Sait Faik Abasıyanık

Gerçekten mi? Bu kadar kolay mı sevmek? Öyleyse neden beceremedik bir türlü şu sevme sanatını?

Her yanıma sinmiş bir melankoli vardı bir seferde atılabilecek gibi değil. Katman katman işlemiş içime ne zaman buldum bu hüznü ne ara kanıksadım ve kabul ettim ruhuma mesken tutmasına bilemiyorum, lakin sevgiden daha ağır basıyor artık eminim. Belki de yüreğim zora alıştı o nedenledir ki sevgiden yoksunluğunu hüzünle örtüyor. Ruhumdan sızan irine dokusunu veren hüzün. Herkes tutsaktır ya bende hüzne esir düştüm. Böylesi bir hüzün, bu namütenahi hal bendenizde yalın bir huzur bırakıyor aslında. O sadelik ve sadelikten geçen sessiz huzur. Huzur zaten sessiz olmalı ya orası belli fakat mühim olan o sessizlikte bulduğunu farketmeli insan; aşk belki iki defa çalar insanın kapısını ama huzur yalnızca bir kereye mahsustur kanımca. Buldumu yapışmalı insan acıtmadan ama; huzuru incitmeden sarılmalı ona. Belki o vakit Sait Bey’in dediği gibidir durum gerçekten; sevmek belki de her işin başıdır. ‘Yazmazsam deli olacaktım’ demişti Sait Faik, nasıl anlıyorum onu. Dil yetersiz kalır bazen kelimeleri biraraya getiremez zamanında veyahut gözler tam zamanında bakamaz doğru yere ama yazmak hep tam isabettir; önce düşünür gönül ama yazarken yaratır insanoğlu. Kafamın içinde bir dünya var ve orayı anlatabilmek için ancak yazarsam ikna oluyorum. Ve yazamadığımda bazen olur ya insanın eli gitmez; yüreğimin ortasında bir nokta acıyor terkedildiğimde duyduğum o acının aynısı geliyor, dolmayacak bir boşluk gibi. Kelimelerimin arasında çığlıklarım fışkırıyor çoğu zaman: Duyun beni! Anlayın beni! Sevin beni! Sanırım buna insan olmak deniyor. Hergün kendi korkularım, zaaflarım, çoğu zaman kendi güzelliklerimi göremeyişim ve akabindeki buruk sitemim... Yazınca geçmiyor elbet ama bir umut var yazarken neyin umudu bilmiyorum ama bir çiçek açıyor yüreğimde ve bu yeterli fazlası değil. Belki de yetinmeyi öğretiyor bana yazmak. Birileri okusun diye yazıyorum ama kim o birileri? Neredeler gerçekten önemliler mi? Ne de olsa insan bir yerde herşey başka bir yerde hiçbir şey... Ben neredeyim acaba bütün bunların ortasında? Sabit miyim? Savruluyor muyum? Belki yaşadığım hayat bir başkasının cehennemidir kim bilir? Belki benim duam bir başkasına edilen bedduadır. Günün sonunda bunların önemi var mı? Zaten günün bir başı veya sonu var mı? Nihayetinde insan yaşadıkça susuyor bir süre sonra. Ben sustukça yazanlardanım. Gidiyorum kelimelerimin götürdüğü yere...

Yazarın Diğer Yazıları