Ekrem Özden (MYK Belgeli Koç)

GEZGİNİN HİKAYESİ

Ekrem Özden (MYK Belgeli Koç)

  • 572

“Gezgin uzun bir yolda yürümekteymiş ve bu yolcu her türlü yükle yüklüymüş. Sırtında ağır bir kum torbası varmış, büyük bir su kabı yanından sarkıyormuş. Sağ elinde garip şekilli bir taş, sol elinde iri bir kaya parçası taşıyormuş. Boynunda yıpranmış bir ipin ucunda eski bir değirmentaşı sallanıyormuş. Ayak bileklerindeki paslı zincirlere bağlı ağırlıkları tozlu topraklı yollarda sürüklüyormuş. 

Başında ise yarı çürümüş bir balkabağını dengede tutmaya çalışıyormuş. Attığı her adımda zincirler tıkırdıyormuş. Sızlana inleye adım adım ilerlemekte ve kötü talihinden, kendini tüketen yorgunluktan yakınmaktaymış. Öğle sıcağında bir çiftçiye rastlamış. Çiftçi sormuş: 

-“Yorgun yolcu, niye bu iri kaya parçasını kendine yük ediyorsun?”
Gezgin cevap vermiş:

-“Çok saçma ama daha önce fark etmemiştim.”

Bunun üzerine gezgin kayayı atarak kendini daha hafif hissetmiş. Uzun bir süre yoluna devam ettikten sonra yeniden birine rastlamış ve o da sormuş;

-“Yorgun yolcu, söyle bana, niye başındaki yarı çürümüş balkabağı ile kendine eziyet ediyor ve niye o demir ağırlıkları ayaklarında sürüklüyorsun?”

Gezgin cevap vermiş:

-“İyi ki bunu söylediniz. Kendime ne yaptığımın farkında değildim.”

Zincirleri çözmüş ve bal kabağını yolun kenarındaki hendeğe fırlatmış.

Yine kendini daha hafif hissetmiş fakat yol aldıkça tekrar yorgunluk bastırmış. Yoldan geçen bir başkası kendisini şaşkınlık içinde izlemiş ve:

-“Çuvalda kum taşıyorsun fakat ileride taşıyabileceğinden çok daha fazla
kum var. Sanki büyük çölleri geçmeyi planlamışsın gibi o büyük su kabını ne yapacaksın? Yol boyunca uzun süre sana eşlik edecek temiz bir dere akıyor” demiş.

Bunu duyan gezgin su kabının ağzını açmış ve içindeki acılaşmış suyu yola boşaltmış. Sırt çantasındaki kumu yere dökünce, koca bir çukuru doldurmuş.

Bütün bunlardan sonra dalgın dalgın durmuş ve batmakta olan güneşe
bakmış. Ona ulaşanlar güneşin son ışıklarıymış. Şöyle bir kendine baktığında boynundaki ağır değirmentaşını görmüş ve birden, öne eğilerek yürümesine bu taşın neden olduğunu fark etmiş. Hemen
gevşetmiş ve atabileceği kadar uzağa fırlatmış değirmentaşını.
Sonunda yüklerinden kurtulmuş bir şekilde akşamın serinliğinde kalacak bir yer bulmak üzere yoluna devam etmiş. 

Gezginin hikayesindeki gibi, NLP ile, hayat yolculuğumuzda, duyularımız ile algıladıklarımız ve bunların neticesinde oluşturduğumuz düşünce ve dil kalıplarımızı farkındalık ile değiştirerek en iyi performansa ulaşmak için yöntem öğrenebiliriz. Daha etkin, daha verimli ve daha kaliteli seçeneklere ulaşana kadar da bu farkındalık kazanma sürecini sürdürebiliriz.

Beynin de bir nevi bilgisayar gibi bir yazılım kullanmakta olduğunu
söyleyebiliriz. Beyni bir bilgisayara benzettiğimizde, düşüncelerimize
yazılım programları ve onların ürünü olan davranışlarımıza da yazılımın
sonuçları gibi bakabiliriz. Yazılımı yani düşünme biçimimizi değiştirmediğimiz sürece farklı bir sonuç almamız mümkün olmayacaktır. İnsanlar bu yazılım hatalarının nerede olduğunu anlamakla uğraşmak yerine, hatayı başkalarında, kaderde, talihte, yani kendi dışındaki koşullarda aramayı daha uygun görmekteler. Bu şekilde kendi zihinlerinde kendilerini haklı görebilmeyi başarmakta ancak istemediği koşullarda yaşamlarını sürdürmeyi değiştiremiyor.

NLP, değişim noktasında kişilerin farkındalık kazanmalarına yardım ederek, farklı bir yazılımla hayata devam edilebileceğini ve çok sayıda seçeneğin olduğunu kişilere göstermeye yardımcı olmaktadır.

Hayatımızdaki pek çok davranış aslında zihinsel alışkanlıklarımızın bir ürünüdür. Zihinsel alışkanlıklarımıza bağlı davranış kalıpları olan birer varlığız. Gelişmek istediğimizde onları değiştirmemiz söz konusudur. NLP ile düşünceler, duygular, davranışlar değiştirilip, sistematik, düzenli ve hedeflere ulaşmayı sağlayan yeni duygu ve davranış kalıpları geliştirebiliriz.” 

- Herkes İçin NLP

Yazarın Diğer Yazıları