Doğuş Çelik

Adım Adım İnşaat & Emlak

Doğuş Çelik

  • 3363

Birbirinden ne kadar farklı görünse de bir önceki yazımızla bağlantılı bir konu işleyeceğiz bu hafta. Konumuz herkesin hemfikir olacağı yükselmekte olan kira bedelleri.
Dikkat ederseniz yükselmekte olan diye bahsettim yükselen demedim. Çünkü ne kadar bir noktada durup düşeceğini beklesek de kira bedelleri her gün hızla yükseliyor. Bu dönüşümün nerede başladığını, nelerin itici güç olduğunu ve neyin durdurabileceğini konuşalım hadi biraz.
Bu değişim-dönüşüm, talebin ve aracıların bir anda artması sebebi ile başladı. Talebin artması hepimizin bildiği malum sebepler, insanlar haklı olarak büyük şehirlerin baskısından, sağlıksızlığından ve zamansızlığından kaçarak küçük yerlere gelmek istediler. Bütçesi müsait olmayanlar ise yasamak için kiralık evler temin etmek durumunda kaldı. Büyük şehirlerdeki kiralar ile kıyaslandığında, konutlar ve iş yerlerinin kiraları buraya gelen insanlara çok uygun geldi. Bu sebeple evlerin hızla tutulduğunu gören mülk sahipleri kiraları yükseltmeye başladılar. Bu sadece ilk aşamaydı. Ama ciddi anlamda etkili olan buydu. 
Kalan kısmı ise önceki yazımızda konu olan toprak fiyatlarının artışı, mülk fiyatlarının artışı ve yatırım yapanların bu yatırımın kiralama yolu ile dönüşü sebebi ile kira bedellerinin yükselmesi. 
İnsanlar bölgeye geldikçe, bölge halkı için çok yüksek bedelli kiralar olarak nitelendirilen rakamlar, büyükşehirle kıyaslandığında normal karşılandıkça piyasada bir anda ciddi bir artış söz konusu oldu. 
Bir başka sebep ise, piyasa içerisinde emlak işi ile ilgilenen insanların sayısının artması, mevcut mülkleri portföye eklemek için adeta yarış içinde olmaları, "mülkünüz bizim tasarrufumuza bırakırsanız "biz x bedel yerine, Y bedele kiralarız" ya da "mülkünüz için uygun bir müşterimiz var görmek istiyor" şeklinde yaklaşımlar yapıp mülk sahibini doğrudan etkilemek istemeleridir. 
Tabi ki bütün bunlar istisnadır. Tüm meslek gruplarını töhmet altında bırakmak hiç doğru değil, işini layığı ile gerçek bedeller üzerinden yapan birçok kişiye, biz de bu işi yapmamıza rağmen danışarak ve görüşlerini alarak ilerlediğimiz büyüklerimize ve dostlarımıza saygısızlık değil niyetimiz. 
Nihayetinde bu durum bu şekilde ilerliyor ve durdurulması da pek mümkün görünmüyor. Bu gidişin durması ancak ve ancak çok keskin kararlar ve yasalar ile mümkün olacaktır ki bunu da çok etik bulmamaktayım. 
Bir sonraki sayımızda sizlerden gelen geri dönüşler üzerine konumuzu belirleyeceğiz. Şuan için gelen talepler "yapı güvenliği" . Malumunuz geçtiğimiz günlerde İzmir'de çok ciddi bir yıkım yaşadık. Bu vesile ile tüm halkımızın başı sağ olsun, hepimize geçmiş olsun...
 

Yazarın Diğer Yazıları