
GÜÇ KAVRAMI VE GÜÇ ZEHİRLENMESİ
ATİLLA DUYAR
- 870
Bertrand Russell’a göre güç, sosyal bilimlerin temel kavramıdır (Ward, 1998: 364). Daha geniş bir tanımlamayla güç; otorite, merkeziyetçilik, karar alma hakları, kararlara katılma, etkileme ve politikaları da kapsayan bir kavramdır.
Bu nedenle güç, farklı şekillerde ortaya çıkabilen ve her durum için ayrı bir
tanımlama yapılması gereken geniş bir sosyal içeriği ifade etmektedir. Güç, herhangi bir kültürden, kaynaktan, bilgiden ve baskıdan da ortaya çıkabilir.
Siyaset psikolojisi disiplininin daha çok ilgilendiğini söyleyebileceğimiz Hubris sendromu diye bir durum vardır. Bu senrom ; ABARTILI GURUR VE BAŞKA HERKESİ KÜÇÜMSEME , KARAKTER BOZUKLUĞU İLE ORTAYA ÇIKAN PSİKOLOJİK HASTALIKTIR.
Sosyal psikoloji alanının da zaman zaman yadsıdığı bir araştırma konusudur. Kişilik özellikleri dikkate alınmaksızın aslında zayıf karakterli olan kişiler güç elde ettiğinde, bir süre sonra gücün nasıl esiri olabileceğini gösterir
İnsanların nereye kadar, hatta başkalarına fiziksel acı veriyor olduğunu düşündüğü fakat karşı koyamadığı bir durumu ifade eder. Otoriteye itaat edebildiğine inanan ve sorgulamanın az olduğu insan toplulukların da daha çok kendini gösterir.
Liderlik literatüründe benzer kavramlara ilişkin ;Toksik liderlik, Yıkıcı liderlik gibi adlar kullanılmaktadır. Ancak yöneticilerin/liderlerin iş yaşamında Hubris sendromu yaşadığını anlamak günümüzde o denli maharet istememektedir.
Özellikle siyasi liderliğin siyasette, askeri liderliğin askeri kurumlarında ve iş dünyasında , bireysel ve örgütsel düzeylerde etkin olarak ortaya çıktığı , ancak bilim adamlarının kibiri (hubris) kişilik bozukluğuyla uyumlu olarak tanımladıkları , duygusal ve bilişsel yönlerin büyük ölçüde gözden kaçırıldığı bir hastalık olarak dile getirilmektedir.
Güç zehirlenmesi kavramının aslında hastalık adı olan HUBRİS SENDROMU , toplumda bilinmediği için bu tür Liderler ve yöneticiler Güçlü Lider olarak kolayca tanımlanmaktadır. Hatta çoğu zaman da ne maharetli ve güçlü bir lider olarak tanımlanmaktadırlar.
Çağımızda son derece yaygın olan bu negatif sendrom bulaşıcı bir hastalık gibi her yanımızı sarmaktadır.
Ben konuyu incelemiş bir kişi olarak dünyamızda yakınımızda bu tip hastalıklara sahip kişilerin olmasını asla istemiyorum.
Sizlerin de bu makaleyi okuduktan sonra fikrinizin bir nebze de olsa değişeceğini umuyorum.