Seval Kurnaz

Yaşlanıyor muyuz?

Seval Kurnaz

  • 2383

Merhaba,sevgili okuyanlar.
Malum Mart ayındayız.Mart ayı hem uzun,hem de gündemi yoğun.18-24 günleri,Yaşlılar Haftası’na ayrılmış.
Yaşlı kimdir,yaşlılık nedir?Sağlıklı yaşlanma nasıl olmalıdır? Dünya Sağlık Örgütü  65 yaş ve üzeri kişileri yaşlı olarak kabul ediyor. 
Yaşlı nüfus,genel nüfus içinde,önemli bir paya sahip artık. Hal böyle olunca, DSÖ toplumdaki yaş gruplamasını yeniden düzenledi. Bu satırları yazarken,Cahit Sıtkı Tarancı’nın “35 Yaş Şiiri” geldi aklıma.Artık Tarancı’nın söylemek istediği yaş, yolun sonu değil.Şaire göre,yolun tamamı olan,70 yaş, “genç yaşlı” olarak kabul ediliyor.75 yaş üzeri “orta yaşlı” ve 85 yaş üzerinin “yaşlı” kabul edildiğinin de, altını çizmek isterim.Sınrları bu şekilde belirlense de, yaşlılık,yine de çok tartışmalı bir kavram. “Kırk yaş; gençliğin yaşlılığı, elli yaş; yaşlılığın gençliğidir” demiş Victor Hugo.
Yaşam koşullarının iyileşmesi,sağlık hizmetlerine erişim,tıp ve teknolojideki gelişmeler dünyada geçireceğimiz zamanı uzattı. İnsanın 120 yıl yaşama potansiyeline sahip olduğunu söylüyor araştırma sonuçları. Bir dönem insan ömrü,40’lı yaşlarla,ifade edilirmiş.O zamanlar “yaşama yıllar katalım” sloganı benimsenmiş.Günümüzde ise ortalam insan ömrü 80 olarak öngörülüyor. Ülkemizde  yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payı%10larla ifade edilmektedir.
Hal böyle olunca yaşlı ve yaşlılık oldukça zor konuların başında geliyor. Yaşlılık önmesenen bir dönemdir aslında kültürümüzde.Yaşla beraber artan deneyim,değer kazanır.Köyden kente göç ve modern dönemin özelliği olarak,geniş aileden çekirdek aile yapısına doğru  evrildik.Böylece toplum yapımız da bir dönüşüm geçirdi.Bu durum,sosyal ve ekonomik açıdan bazı sorunları da beraberinde getirdi.
Yaşlılık döneminde fiziksel ve sosyal yönden kişinin bağımlılığı söz konusu oluyor.
İş yaşamındaki verimlikte azalma oluyor.Tabii ki yaşlılık kaçınılmaz bir durumdur.Ancak yaşam kalitesinin yükseltilmesi ile, yaşlılıkla ilgili pek çok sorun önlenebilecekir.
Yaşam kalitesi nasıl artırılabilir diyeceksiniz.Bireyin gündelik ve toplumsal yaşamındaki iyileştirmelerle olabilecek tabii.Bireyin hem fiziki hem de ruhsal sorunlarının azaltılması yaşam kalitesinin yükseltilmesi sonucunu getirecektir.Bağımlı olmadan yaşayabilme,sahip olunan,olumlu özelliklerin devamının sağlanması,beden ve ruhsal sağlığının korunması önem arzediyor tabii.  
Sadece bizim ülkemizde değil,Dünya genelinde,nüfus yaşlanmaktadır.Uzun yaşamak sadece insanlar için değil,toplum için de önemli bir konudur.Bu nedenle günümüzde “Sağlıklı Yaşlanma”kavramı üzerinde durulmaktadır.Sağlıklı yaşlanma sadece hastalıkların olmayışı değil,aynnı zamanda yaşlanan kişilerin kullanabildiği kapasitesin, korunması demektir.
Sağlıklı yaşlanmanın iki önemli boyutu var.Birincisi birey boyutu.İincisi de toplum boyutu.Aslında ikisi birbirinnin içinde.Malum bireyler ne kadar sağlıklı olursa,toplum da o denli sağlıklı oluyor.Yaşlının sağlığı ve yaşam kalitesi iyiyse,toplumda da verimi yüksek oluyor.Birey olarak sağlıklı yaşam kurallarına dikkat ederek, yaşlılık dönemine hazırlanabiliriz.
Ama toplum olarak atmamız gereken adımlar da oldukça önemli. Yaşlılar için merkezi yönetim,yerel yönetim,üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmalar yapmalıdır.Sağlık ve sosyal destek alanındaki çalışmalar adil ve sistemli bir şekilde uygulanmalıdır. Yaşlılılara yönelik tedavi ve izleme programlarının hazırlanması ve uygulanması gerekmektedir.
Yaşlı evde bakım hizmetlerinin geliştirilmesi yaygınlaştırılmalıdır.Yaşlıların toplumsal yaşamdan kopmadan yaşamlarını sürdürebilmeleri için alternatif projeler üretilmelidir.Bu konuda,Fethiye Tazelenme Üniversitesi gibi, çok güzel bir örneğimiz var.Daha sonra bu konuda sizlerle söyleşmek isterim.

Ne diyelim,yaşlanmayı önlemek mümkün değil.Sağlıklı yaşlanıp,geleceğe güzel  ilerleyelim. Hep birlikte yıllara yaşam katalım mı? 

Yazarın Diğer Yazıları