PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

EDEBİYAT VE PSİKOLOJİ İLİŞKİSİ

PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

  • 838

(OKUYAN İYİLEŞİR…)
Edebiyat eski çağlardan beri ruhsal sorunların sağaltımında kullanılan önemli bir araçtır. Antik Yunan’da kütüphaneler düşünme, keyif ve dinlenme yeri olarak kullanılmış ve kütüphane girişinde “ruhun şifa eyeri” yazısının yer aldığı görülmüştür (Sullivan ve Strang, 2002).
Su, çamur ve müzik gibi doğal yöntemlerle tedavi uygulayan ve girişinde “ölümün giremediği yer” yazan, psikiyatrik tedavinin uygulandığı Bergama Şifa Tapınağında büyük bir kütüphanenin yer aldığı görülmektedir (Menekay, 2009).
Kitapların insanları iyileştirici, onlara yardım edici özellikleri vardır. Edebiyat önümüzde yeni yollar açarak yaşadığımız olayları farklı biçimde bakmamızı sağlayarak, içimizdeki pek çok yarayı iyileştirir. Okuduklarımız yoluyla, hayatımızda duyabilme ya da ulaşabilme olanağımız olmayan pek çok yaşantıya tanık oluruz. Kitapların insan psikolojisi üzerinde hem iyileştirici hem de geliştirici etkisi vardır. Kişi okurken bu dünyada yalnız olmadığını, bazı olayların sadece kendi başına gelmediğini görür. Yeryüzündeki herkesin yaşamında bazı travmalar, sorunlar, coşkular, korkular olduğu, herkesin zaman zaman bazı sorunlarla yüz yüze geldiği gerçeğinin farkına varır. Bu tür yaşantıların tüm insanlara özgü olduğunu bilmek, bu yaşantılara tanık olmak, insanı bu evren içinde büyük bir boşluk ve yalnızlık duygusundan çıkararak bireye güç ve umut vermektedir. 
Kişinin okuduğu öykülerde kendine benzer ya da kendinden farklı pek çok özelliği olan olay ya da durumlarla karşılaşması, farklı bir bakış açısı kazanmasını sağlar. Okuyucu, öyküdeki kahramanın hayatını kendi hayatı ile kıyaslar ve kendi hayatı ile ilgili değerlendirmeler yapar. Kişinin dünyaya ötekinin gözünden bakabilmesini, hayatına ayna tutmasını sağlayarak, yaşamın gerçekliklerini kavramasına yardım eder.   
Her insan farklı nedenlerle kitap okumaya yönelir. Kimisi içinde bulunduğu gerçeklikten uzaklaşmak için, kimisi yüzleşmekten korktuğu konularla yüzleşmek ve baş edebilmek için, kimisi kişisel sorunlara çözüm aramak için, kimisi duygularına çıkış yolu bulmak için, kimisi de yeni şeyler öğrenmek için… 
Bu anlamda edebi eserler çoğu zaman insanların terapistleri gibi işlev görmüşlerdir. İnsanlar okuduklarından güç ve cesaret alarak pek çok zorluğun üstesinden gelebilmeyi başarabilmişlerdir. 
İnsan hayatında iz bırakan, hiç unutulmayan, hayatı şekillendirmede öenmli rolleri olan pek çok öyküler ve kitaplar vardır. Küçük Prens, Pollyanna… Pollyanna, hepimizin zihninde, tüm olumsuzluklara, insana acı veren yaşantılar içinde bile, olumlu kırıntılar yakalayabilmekle bütünleşmiştir. Çoğu kişi umutsuz olduğu anlarda, olumlu düşünebilmenin önemli bir yaşam becerisi olduğunu bu öyküyle kavramıştır. Aslında Pollyannacılık, şiddetli olumsuz yaşam olayları karşısında, hayata yeniden tutunabilmek, yaşama yeni bir anlam katabilme çabasıdır. Yaşamın katılıklarına karşı insanın dağılmamak için baş vurduğu bir tür savunma mekanizmasıdır. Bütün psikolojik savunma mekanizmaları gibi geçici de olsa insanı rahatlatmaktadır. 
Kitap okuyarak iyileşme aslında, doğru zamanda, doğru kişi ile doğru kitabın buluşmasıdır. Ona iyi gelemsini, onu rahatlamasını sağlamaktır. Okuma yoluyla iyileşme olarak tanımlanan Bibliyoterapi kitaplar aracılığıyla, edebiyat öğelerinden faydalanarak kişinin ruhsal problemlerine çözüm araması, sorunlarını tanıyıp çözümlemesinde yardımcı olunmasıdır. 
Kitaplarda kişi, kendi kaygılarından, yaşamın katı gerçeklerinden bir an uzaklaşarak, bir başka kahramanın yaşamına misafir olup başka hayatlarda dolaşabilmektedir. Bu açıdan bakınca okuma, insanın hayata karşı bir soluklanma biçimidir. 
Kitaplar insanın iç zedelenmelerini onarmasına yardımcı olarak ona direnme ve baş etme gücü vermektedir. Bazen de kişi okurken, tam da aradığı, duymak istediği bir mesajla yüz yüze gelir ve bunu hemen içselleştirir. Bu da kişiye değişim ve gelişim için önemli bir dönemeç oluşturur. Kitaplar kişiye yaşadığı sorunların sadece kendi başına gelen bir sorun olmadığını görmesini, yalnız olmadığını fark etmesini sağlar. Sorunların olduğunu ancak tek çözümünün olmadığını, farklı seçeneklerin de olabileceğini görmesini sağlar. Kendine, diğerlerine ve olaylara, hayatında ve dünyada olup bitenlere daha geniş bir perspektiften bakabilmesini sağlar. Bu da kişinin baş etme becerisinin gelişmesine, üstesinden gelme gücüne, olayları farklı pencerelerden, farklı bakış açısından yaklaşabilmek de hayatının daha anlamlı ve daha dolu, daha keyifli ve mutlu yaşamasını sağlar…
Kitaplarla kuşatılmış bir ömür dileğiyle…
[email protected]
 

Yazarın Diğer Yazıları