PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

AFETLER VE ÇOCUKLAR

PSİKOLOG SAADET ELEVLİ

  • 987

Dünya genelinde yaklaşık 52 afet türünden bahsedilmekte ve 21 afet türünün Türkiye’de gerçekleştiği bildirilmektedir. Otuz bir çeşit doğal afetin yirmi sekizinin meteorolojik afetlerin oluşturduğu söylenmektedir. 2017 yılında Türkiye’de meydana gelen meteorolojik kökenli olayların; %36’sını fırtına ve hortumlar, %31’ini şiddetli yağışlar ve sel, %16’sını dolu, %7’sini kuvvetli kar yağışları, yaklaşık %4’ünü yıldırım olayları, yaklaşık %1,5’ini çığ ve don olayları ve %1’lik kısmını ise diğer küçük meteorolojik olaylar oluşturmuştur. ABD’de yapılan çalışmada çocukların %14’ünün hayatında en az bir kere afet yaşadığı bildirilmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 150 milyon insan afetlere maruz kalmaktadır. 
Çocuklar afetlerin etkilerini anlayabilecek olgunlukta olmadıkları için toplumun en hassas grupları arasında yer almaktadırlar. Çocuklar afetler sırasında yaralanma, sevdiği yakınların kaybı, üzücü olaylar yaşama ya da görüntülere maruz kalma ile karşı karşıya kaldıklarında travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ya da anksiyete belirtilerini çok daha fazla gösterebilmektedirler. Marmara Depreiminden 3.5 yıl sonra yapılan çalışmada travma sonrası stres bozukluğu %22, depresyon %30 olarak bulunmuştur (Karakaya ve ark., 2004). Çocukların yaşadıkları travmatik olayın üstesinden gelebilmelerine yardımcı olabilmek için öncelikle güvenliğin ve sosyal desteğin sağlanması, belirsizliklerin ortadan kaldırılması, çocuğun olayı anlaması ve tanımlamasına fırsat tanıması gerekmektedir. 
Afetlerde çocuklarda gözlemlenen davranış değişiklikleri, içinde bulundukları gelişim döneminin özelliklerini yansıtmaktadır. 
Oyun Çağı (3-5 Yaş) Dönemi: Çocuklar doğal afeti yaşamış ya da medya aracığıyla maruz kalmış bu yaş çocuklarda tepkisel davranışlar gözlenebilir. Değişen yaşam koşulları ve bozulan sosyal düzen çocukların uyum sorunları yaşamasına neden olabilir. Özellikle bu yaş grubunda maruz kalınan doğal afetin etkisi ile korku, şaşkınlık ve güvensizlik oldukça sık gözlenmektedir. Ayrıca, doğal afetlerin neden olduğu kayıpları hatırlatan oyunlar oynama, yaşananları öykü gibi sürekli anlatma, doğal afetlerle ilgili ısrarcı bir şekilde sorular sorma davranışları da kendini gösterebilir. Kekemelik gibi konuşma bozuklukları ve aşırı strese bağlı sağlık sorunları da gelişebilir. 
Okul Çağı (6-11 Yaş) Dönemi: Bu yaş grubundaki çocuklar, artık olayların farkına varabilecek olgunluğa erişmişlerdir. Hayatlarında meydana gelebilecek değişikliklere ve yaşamlarını etkileyebilecek tehlikelere karşı gerçekçi bir bakış açıları vardır. Çocuklar yetişkinlerin de afetlere karşı savunmasız ve zayıf olduklarını görerek onlara karşı güven kaybı yaşayabilirler. Ebeveynlere aşırı bağlanma davranışları gözlemlenebilir. Bu yaş grubu için okul arkadaşları ve akran ilişkileri çok önemlidir. Arkadaşlarını kaybetme ya da arkadaşlarından ayrılma gibi bir durum yaşadıklarında depresyona kadar giden psikolojik sorunlar yaşanabilir. 
Ergenlik Dönemi: UNESCO ergenliği 15 ile 25 yaş aralığını kapsayan, bireyin eğitim ve öğretim hayatına ve bekar yaşamına devam ettiği, henüz ekonomik bağımsızlığını elde etmediği dönem olarak tanımlar. Birleşmiş Milletler ise ergenlik dönemini kapsayan yaş aralığını 12-25 olarak değerlendirmektedir. Yaşanan bedensel, ruhsal ve sosyal değişimlere uyum sağlamaya çalışırken, bir de doğal afette maruz kalmış olmak ergenlerin afetlerden daha fazla olumsuz etkilenmelerine neden olmaktadır. Doğal afetlerden sonra mevcut yaşam koşullarının ve çevre düzeninin bozulmasına bağlı olarak afetin ilk haftalarında uyku bozuklukları görülebilir. Ergenlerde yaşanan olaylardan uzaklaşmak için madde kullanımına yönelmeler görülebilir. Madde kullanımına bağlı saldırganlık ve suç işleme oranları da artabilmektedir. 
Dünya genelinde meydana gelen afetlerden her yıl yaklaşık 250 milyon insanın etkilendiği düşünülmektedir. Bu sayının yarısını çocuklar oluşturmaktadır.  Bu doğrultuda doğal afetlerin çocuklar ve ergen bireyler üzerindeki fiziksel, sosyal, davranışsal ve psikolojik olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için; çocuklar en çok bilmedikleri kavramlardan korkarlar. Eğitim öğretim faaliyetlerinde afetler, afetlerden korunma ve ilk yardım gibi çocukların ve ergenlerin afet farkındalığını arttıracak konulara yer verilmeli, farkındalıklarının arttırılması için, eğitimi destekleyici afet tatbikat alanları oluşturulmalıdır.  Sosyal medya ve kitle iletişim araçları bu yaş grubundaki bireylerin doğal afetler hakkında daha çok farkındalığının oluşması için çalışmalarda aktif olarak kullanılmalıdır. Doğal afetlerin neden olduğu kargaşa ortamında çocukların sömürülmesini, istismarını ve suça karışmalarını önlemek için yerel ve ulusal yetkilere sahip görevliler birlikte çalışmalıdır. Öğretmenler, ebeveynler, afet bölgesinde görevli sağlık çalışanları, arama ve kurtarma çalışanları, gelişim psikolojisi, çocuk ve ergen psikolojisi, fiziksel yaralanma mekanizmaları, davranış değişiklikleri, psikolojik travma belirtileri alanlarında eğitilmelidir. Bu sayede afetlerden sonra olası sağlık sorunlarının tespiti kolaylaşacak ve zaman kaybetmeden hızlı müdahalelerin gerçekleşmesi sağlanacaktır. 

Kaynaklar:
Karakaya I, Ağaoglu B, Coşkun A, ve ark. Marmara Depreminden Üç Büçuk Yıl Sonra Ergenlerde TSSB, Depresyon ve Anksiyete Belirtileri. Türk Psikiyatri Dergisi 2004;15:257-263
 

Yazarın Diğer Yazıları