Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

Seçime Doğru 1

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 654

Uzun ve yorucu pazarlıklardan sonra milletvekilliği listeleri hazırlandı ve Yüksek Seçim Kuruluna verildi. Kimi adaylar incindi, kırıldı, mutsuz oldu. Ya listeye alınmadılar ya da seçilmeleri neredeyse imkansız olan sıralarda yer aldılar. Bir kısmı istifa etti partilerinden, bir kısmı da erdem gösterdi. “Her ne kadar bana haksızlık yapılmışsa da ben partime ve davama ihanet etmeyeceğim” dedi.

Bunları takdir ediyorum. Siyaset eğer menfaat değil de hizmet ise, dava ise, elbette yapılması gereken bu tavırdır.

Kimileri de istediklerini ya da sorumluluklarını aldılar ve zorlu bir çalışma temposuna başlıyorlar.

Tüm adaylara başarılar diliyorum.

Daha önce de bir yazımda bahsetmiştim. Bu seçim çok farklı bir seçim oluyor.

Eskiden, sağ-sol, muhafazakar-liberal ya da Kürt-Türk ayırımları oluyordu. Şimdi onlar kalmadı.

İttifakların içerisinde her kesim var.

CHP ye oy vermenin imani bir mesele olduğunu düşünen muhafazakarlar, Cumhur İttifakının içerisinde yer alan Rahmetli Bülent Ecevit’in partisi DSP (Demokratik Sol Parti)’ye de oy vereceklerinin farkındadırlar herhalde.

Aynı durum diğer taraf için de geçerli tabiki.

AK Parti HÜDA-PAR ile de ittifak yaptı. Listesinde dört adaylarına yer verdiler.

Onun da tıpkı HDP gibi, terör örgütü bağlantılarının olduğu yönünde beyanlar, açıklamalar var.

Evet siyaset işte budur zaten. Seçimi kazanmak için her şey mubah.

Eski başbakanlardan birinin bir açıklaması vardı; “Seçim zamanı gaza geliyorsunuz ve bir sürü vaatlerde bulunuyorsunuz, sonra seçimi kazanıp yük omuzlarınıza bindiğinde bu vaatleri yerine getirmenin imkansız olduğunu görüyorsunuz” mealinde.

Bu aslında şu demek: Her verilen vaade inanmayın.

Fakat ekonomik olarak o kadar zor durumdaki insanlarımız, mantıklı ya da mantıksız söylenen her çıkış yoluna inanmak istiyor.

Aslında sadece ekonomik değil, siyasal, sosyal, kültürel. Daha bir çok alan.

Ama halka en geniş yansıyanı ekonomi ve adalet.

İkisinin de ne durumda olduğunu sanırım tartışmaya bile gerek yok.

Bir sokak röportajında, elinde 100 gram civarı bir pastırmayı gösterip “ben buna 100 lira verdim” diye şikayet eden birisine, yanındaki baş örtülü bir teyzenin “yemeyi ver. Pastırma yemesen olmaz mı?” sözleri beni çok etkilemişti. Muhtemelen o teyze de pastırma alamıyordur.

Hayatı bilmeyen çok ciddi bir kesim var maaleef.

Yorumlar 1
Musa Ergişi 25 Nisan 2023 10:46

Aydınlatıcı, düşündürüp, hakikate doğru yönlendiren bir yaklaşım…

Yazarın Diğer Yazıları