Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

GERİ KALMIŞLIK SENDROMU

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 786

Böyle bir sendrom var mı bilmiyorum, ben uydurdum.
Tartıştığımız olaylar, saçma sapan gündemlerimiz bana böyle bir sendrom fikri verdi.
Siyasi figürlerden tutunda, ilk okula giden çocuğa kadar aynı yapıya sahibiz. Yetiştirme ve eğitim standartlarımıza baktığımızda da,  daha tünelin ucu görünüyor değil. 
Zengin ve müreffeh toplumlarda gülüp geçilen, şaka olan şeyler, bizde gündemin birinci maddesi olabiliyor.
Üzerinde tartıştığımız konular tipik geri kalmış ülke sorunları. Bundan ya kaçamıyoruz ya da kaçmak istemiyoruz.
Çünkü bizim geri kalmışlığımız sadece ekonomik değil. Siyasal, kültürel, yapısal ve zihinsel bir çok alanda geri kalmışız.
Düşüncelerimiz bile kullandığımız kelime sayısı gibi sınırlı kalıyor. Hayallerimiz hakeza.
Özellikle böyle kalmamız isteniyor gibi bir halde var sanki.
Köyünden neredeyse hiç çıkmamış, dünyayı kendi köyü gibi bilen bir çok insanımız var. Fethiye’de yaşayıp hala deniz görmemiş insanların varlığı kadar gerçek.
Geri kalmışlık sadece ekonomik değildir. Ekonomik olarak bizden daha geri ama daha medeni birçok ülke var.
Çoğu yabancı elinden kitabı düşürmezken, biz kitaptan adeta canavar görmüş gibi kaçıyoruz.
Ülkemizde insanlar 6 saat televizyon izleyip 3 saat internete girerken sadece 1 dakikasını kitap okumaya ayırıyor.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişim Raporu'nda, kitap okuma sıralamasında Türkiye, Malezya, Libya ve Ermenistan gibi ülkelerin bulunduğu 173 ülke arasında 86. sırada.
En fazla kitap okuyan ülkelerin başında İngiltere ve Fransa geliyor, orada kitap okuma oranı yüzde 21. Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 14.
Türkiye'de de yılda 12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
Japonya'da 1 kişi yılda ortalama 25 kitap okurken, Türkiye'de bu oran komik: 6 kişi 1 kitap okuyor. 
Okuyanların da, yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü düşünce, yüzde 7’si kişisel gelişim kitapları okuyor.
Türkiye'de yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat arttı. Ama yüksek öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in de altında kaldı.
İnsan kelimeler ile düşünür, onlarla hayal kurar. Kelime dağarcığı ne kadar çok ise düşüncesi o kadar derin, hayalleri o kadar geniştir. Onu bir köye sığdıramazsın. Bedenen orada olsa bile, ruhu tüm dünyayı gezer, oradaki hayatı, medeniyeti görür. Ufku açılır, bakış açısı genişler.
Her duyduğuna inanmaz. Önce aklını sonra kalbini dinler.

Yazarın Diğer Yazıları