Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

ADALET

Prof.Dr.Ercan BALDEMİR

  • 874

Adalet, en geniş anlamda, hem adil olanın sağlanması, hem de felsefi açıdan neyin adil olduğunun tartışmasını içerir. 
Adalet kavramı; etik, akılcılık, hukuk, din, eşitlik ve hakkaniyeti de içeren birçok alana, farklı görüşlere ve perspektiflere dayanmaktadır. 
Plato ve Sokrates’e göre adalet, iki argümandan oluşur: Adil Birey ve Adil Devlet.
Adalet bir bireyin veya devletin farklı parçalarının uyumlu ilişkisidir.
Plato'ya göre adalet kişinin kendine ait olana sahip olması ve kendine ait olanı yapmasıdır. Adil bir birey doğru yerde, elinden gelenin en iyisini yapan ve aldığının karşılığını eşit olarak verendir.
Adalet dağıtıcıları da, iyinin ne olduğunu bilen kişiler olmalıdır.
Eğer biri hasta ise doktora gider, çiftçiye değil, çünkü doktor sağlık konusunda uzmandır. 
Aynı şekilde birey, devletini, insanlara onlar için iyi olan yerine, istediklerini vererek daha fazla güç kazanmak isteyenlere değil, iyi ve doğrunun ne olduğunu bilen bir uzmana teslim etmelidir. 
Dinde Adalet, bireysel ve toplumsal yapıda dirlik ve düzenliği, hakkaniyet ve eşitlik ilkelerine uygun yaşamayı sağlayan ahlâkî erdem olarak tanımlanır. Adâlet, “davranış ve hükümde doğru olmak, hakka göre hüküm vermek, eşit olmak, eşit kılmak gibi anlamlar taşır.
Toplumda adaletle özdeşleşen “hak” kelimesi ya da “haklılık” kelimesi vardır. Adalet, aslında eşit olan iki taraf arasında haklı ve haksızın ayırt edilmesi ve bu ayırt etmede hakkaniyetli davranılmasıdır.
Hak, objektif bir kavram ve sabit bir kanun ilkesidir. Bir hak konusunda hüküm verilirken, hakkın kendi lehine hükmedilmesi halinde bundan memnun olan, fakat aleyhine hükmedilmesi durumunda bu hükmü tanımayan insanlar için “işte bunlar zalimlerdir” denilmiştir. 
Dolayısıyla, şahsî menfaat temini, akrabalık, düşmanlık gibi hissî durumlar, taraflardan birinin soylu veya aşağı tabakadan olması, bedenî veya ruhî bakımdan kusurlu bulunması gibi ahlâk kanununu ilgilendirmeyen sebepler bir hakkın ihlâlini, örtbas edilmesini ve sonuç olarak adâlet ilkesinden sapmayı mazur gösteremez. “Eğer hak onların keyfî arzularına uysaydı göklerin, yerin ve bunlarda bulunanların düzeni bozulurdu” diyor yaratan.
Toplumsal barış için adalet şarttır. Adaletsizlikler insanların devlete olan güvenlerini sarsar ve devlete karşı bir yabancılaşmaya neden olur. Toplumsal düzenin işleyişinde en temel unsur, bağımsız ve tarafsız bir adalet sistemidir.

Yazarın Diğer Yazıları