Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

PİLAV

Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

  • 1768

Yemeği yapana, ağır işte çalışana, ofis işi yapana, hastaya, sağlıklıya, aç kişiye, tok kişiye, sürekli eleştirel yaklaşan kişiye, 
“Emek verilmiş, takdir etmesini bilmeli” diye yaklaşan kişiye, 
Kaynanaya gelininin yemeğini (yemeği gelin yapmış olsun)
Görümceye yengesinin yemeğini (yemeği abisinin eşi yapmış olsun)
Eltinin yemeğini (yemeği elti yapmış olsun)
Annenin yaptığı yemeği evladına, özellikle oğluna vd. 
kişilere aynı yemeğin tadınının nasıl olduğunu sor.
Aynı yemeğin tadını aynı ve/veya benzer mi hissederler acaba?
Aynı yemeğin tadını farklı hissederler değil mi?
Sadece yemek. 
Yemek için verilen emekten dolayı teşekkür edelim. Tamam. 
Ama tadı; güzelse güzeldir, güzel değilse değil. Kimin yaptığının ne önemi var. Olan yemeğin tadını ifade edeceğiz. 
Ama durum böyle değildir. 
Hasta içinde bulunduğu durumdan çıkabilir mi?, yemeğin tadı? Şöyle biraz yer, güzel olmuş der geçer. Hatta değerlendirme bile yapmaz genellikle. 
Aç birisine peynir, ekmek, zeytin ikram etsek çok beğenecektir, eminim. 
Tok birisi, derler ya “toku ağırlamak zordur” diye. Kolay kolay beğenmeyecektir.
Ağır işte çalışıp, gelmiş birisi yemek sofrasına oturduğunda adeta yumulacaktır yemeye. 
Bir de ofis çalışanı, çatal nerede, kaşık nerede, çatal kahvaltı çatalı falan, düşün aynı olur mu? 
Değil tabii ki. Yani demem o ki, içinde bulunduğumuz durum yemeğin tadını almamızı etkiliyor.
Hal böyleyken, iletişim, yemeğin tadını ifade etmekten on yüz bin kat daha karmaşık bir durumdur. 
Bu nedenle olabildiğince duru ve net olmak gerekir. 
Zanlarla hareket etmemeli insan. İletişimde su-i zanları, kötü düşünce ve kanaati bir kenara bırakmalı .
Pilav gerçektir ama zan gerçek değildir. Zan duygularında gerçeklik yoktur. 
Zan duygularını gerçekmiş gibi düşünüp ona göre tavır ve davranış geliştirirsen yanlış yapma olasılığın çok yüksek olacaktır. 
Selamlar Sevgiler Saygılar

Yazarın Diğer Yazıları