Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

GEVEZE

Prof. Dr. Osman Genç - Fizyoloji uzmanı

  • 1669

Uçağa bindi. İlk uçağa binişiydi. Nasıl olur diye endişe ediyordu. Yani korkmak değildi, ürperiyordu. Uçak yavaş yavaş hareket etmeye başladı, henüz yerde gidiyordu. Anlatılanlara göre biraz sonra havalanacaktı. Öyle de oldu. Bildiği duaları okumaya başladı. Pencere kenarında oturuyordu. Apartmanlar, evler kibrit kutusu gibi görünmeye başladı. Biraz sonra bayağı rahatladığını hissetti. 
Konuşkan birisiydi. Durmadan konuşuyordu. Konuşmanın konusu onun için önemli değildi. Arkadaşından, oğlundan, kızından, işinden, komşusundan, manavdan, bakkaldan, kasaptan, anasından, babasından bahsedip duruyordu. “Arkadaşım bir sus da rahat edelim” diyeceğim, diyemiyordum. Böylelerine “konuşkan değil “geveze” denir herhalde” diye düşündüm. Bazen başımı öbür tarafa çeviriyorum “Hey! beni dinliyorsun değil mi?” deyip beni ikaz ediyordu. Ne söyleyebilirim diye düşünürken “uykum geldi biraz uyuyalım” dedim. Tamam dedi. Gerçekten biraz uyumuşum. Biraz sonra “Ben baya uyumuşum, sen uyuyabildin mi?” diye beni uyandırdı. Ben de “evet ben de uyuyordum, sen uyandırdın” dedim. Başladı anlatmaya. “Şimdiye kadar gayet düzenli gidiyoruz” dedi. Önceki yaptığı yolculuklar; otobüs yolculuğu, tren yolculuğu, özel araç yolculuklarını anlatmaya başladı. Tren yolculuğunu çok sevdiğini, otobüs yolculuğunu çok sevmediğini, özel araç kullanmak istemediğini anlattı da anlattı. “Hava boşluğuna gelirsek uçak sarsılırmış” dedi. Peşinden “hava boşluğu ne ki?” dedi. Ben de şu ansiklopedik bilgiyi paylaştım.
“Hava boşluğu: Çok ani olarak uçakların seviye kaybetmesine neden olan, hava cebi olarak ta isimlendirilen atmosferik durum. hava boşluğu, ya rota üzerinde olan aşağı doğru hava hareketlerinden ya da rota üzerinde esmekte olan rüzgarın hızının birden azalmasıyla gerçekleşir.”
Bu sefer endişe etmeye başladı. Ya şöyle olursa, ya böyle olursa diye konuşurken birden ilk görev yerinde yakacak olarak tezek kullandığını anlatmaya başladı. “Tezek ne?” dedim. “Sığır dışkısı kullanılarak yapılan yakacak” dedi.
“Gevezelik de kişide oluşan hava boşluğu gibi mi acaba” diye düşündüm. 
Onun gevezeliğinden kurtulmak için “hadi uyumaya devam edelim, gözlerini kapat, rahatla” dedim.
İnsan; kiminle, ne zaman, nerede, ne konuşacağını bilmeli. Her şey herkesle konuşulmaz. Bazen söylediklerin bumerang gibi seni bulur. “Keşke konuşmasaydım” dedirtir adama.
Bir daha anladım ki; 
“Söz gümüşse sükut altındır”. 
Selamlar Sevgiler Saygılar
 

Yazarın Diğer Yazıları