-Ergenlik Dönemi ve Ebeveyn Tutumları-
Özge KOÇAK
- 4150
‘Çocuğum bir gün çok mutlu bir gün çok mutsuz ne yapacağımı bilmiyorum’
‘Kızıma bir şey anlatırken beni dinlemiyor gibi, aklı bir karış havada sanki hayal dünyasında geziyor.’
‘Bu zamana kadar her akşam bizimle oturan oğlumuz/kızımız artık bütün gün odasından çıkmıyor. Çağırsak bize kızıyor, ne değişti anlamıyoruz.’
Ailenizde bu cümleler sık sık dile getirilmeye başlandıysa, bir sorun olduğunu düşünüyorsanız ENDİŞENLENMEYİN!
Çocuğunuz yalnızca ERGENLİK DÖNEMİNİ yaşıyor.
Ergenlik dönemi pek çok uzman tarafından fırtınalı bir süreç olarak ifade edilse de aslında uygun ve doğru yönlendirmelerle bu süreç çocukluktan yetişkinliğe geçilen bir köprü vazifesi görmektedir.Ergenlik dönemi ortalama 10-11 yaşlarında başlayıp 20-21 yaşlarına kadar süren, içerisinde bedensel, hormonal, zihinsel ve psikolojik pek çok değişikliği barındıran bir değişim ve gelişim sürecidir. Ergenlik köprüsünün başında çocuk olan birey köprünün sonuna geldiğinde yetişkin bir birey olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ergenlik dönemindeki birey; daha önce kendisini mutlu eden şeylerden sıkılmaya başlayabilir. Müzik, giyim, arkadaş seçimi gibi konulardaki ilgi ve zevkleri değişebilir. Çoğu kez aileler bu duruma bir anlam veremezler. Ayna önünde fazla vakit geçirme, dış görünüşle ilgili değişikliklerin sık dile getirilmesi, arkadaşlarla fazla vakit geçirme isteği, karşı cinsle yakınlaşmalar, cinsel istekte artış, herhangi bir iş yapılmasa dahi geçmeyen yorgunluk, yalnız kalma isteği, riskli davranışlar ve bunlara dair merak gibi aileleri endişelendiren pek çok durum yaşanmaktadır. Aileler, çocuklarının eve geç gelmesi, tanımadığı kişilerle arkadaşlık etmesi, eve alkollü gelmesi, değişen ve farklılaşan istekleri karşısında çaresiz kalmaktadır. Bu dönemde çocuğunuzla iyi bir iletişim kurmak, problemleri halının altına süpürmek yerine o an çözmek ancak bunu da doğru yöntemlerle yapmak önemlidir. Peki bu yöntemler nelerdir? Ailesi olarak ergenlik dönemindeki çocuğumun zarar görmemesi adına neler yapabilirim? Ona kendimi nasıl anlatabilirim?
1-EMPATİ KURUN
Empati kelime anlamı olarak; bir başkasının yerine kendinizi koyabilmek, onun duygularını, durumunu anlayabilmek demektir. Ebeveyn olarak bizlerde çocuğumuzun yaşadığı ergenlik sürecinden geçtik ancak çoğu zaman bu durumu unutuyor, bizim zamanımızda böyle olmadığını düşünüyor olabiliriz. Evet koşullar ve şartlar değişmiş olabilir ancak ergenlik dönemindeki o akıl karışıklıkları, belirsizlik, şaşkınlık, özgürleşme isteği gibi duygular hep aynı. Öncelikle çocuğunuzun artık uyku saatlerini, arkadaşlarını belirleyebileceğiniz kadar küçük olmadığını, yetişkinlik sürecinde olduğunu bilmek, onun da fikirlerini, duygularını dinlemek, ne yaşadığına dair sorular sormak kısacası empati kurabilmek aranızdaki sorun yaşanan alanlarda çözüm olacaktır.Bir örnekle açıklayalım; Eve geç kalan çocuğunuza;
‘Nerede kaldın ben senin yaşındayken eve ekmek getiriyordum ne sorumsuzsun’ demek yerine
‘Eve geç geldiğinde ve haber vermediğinde korkuyor endişeleniyorum. Dışarıda vakit geçirmek istediğini de biliyorum. Gel bu problemi birlikte çözelim. Bu konuda sen ne önerirsin.’ şeklinde yaklaşmak, var olan problemin çözümünü paylaşmanızı ve çocuğunuzun anlaşıldığını hissetmesini sağlayacaktır.
2-İYİ BİR DİNLEYİCİ OLUN.
Konuşmak güzel bir yetenek ancak dinlemesini de bildiğiniz durumda. Çocuğunuz sizinle konuşmaya karar verdiğinde her seferinde o konuşma nasihatlerle bitiyorsa aranızdaki iletişim de giderek azalacak ve çocuğunuz hakkında endişelerinizde haliyle artacaktır. Şu da bir gerçek ki konuşmak istemeyen çocuğunuzu zorlamak da faydalı değildir. Çocuğunuza; ‘Bir hata yaptığında dahi yanındayım, seni yargılamadan dinleyeceğim ve yanında olacağım.’ mesajını vermek, size bir sorununu anlattığında ‘ben sana demiştim’ demek yerine ‘Peki bu sorunu nasıl çözebiliriz’ şeklinde ifadeler kullanmak aranızdaki iletişimi güçlendirecektir. Unutmayın ki hiç kimse nasihat almaktan, başkasının kendisine ne yapacağının söylenmesinden hoşlanmaz. Siz ebeveyn olarak bunu tüm iyi niyetinizle yapsanız dahi bu etkili iletişimde yararlı değildir.
3-SORUMLULUK VERİN.
Çocuklarınıza sorumluluk vermek aslında çok küçük yaşlardan başlayan bir süreçtir. Ergenlik döneminde de çocuğunuzun yavaş yavaş yetişkin olma yolunda ilerlediğini, artık belirli konular karşısında sorumluluk alabileceğini unutmayın. Eğer yarın ki sınavına çalışmak yerine bilgisayarda oyun oynamayı tercih ediyorsa bu konudaki endişenizi dile getirdikten sonra bırakın kararı kendisi versin. Çünkü siz bu durumu devam ettirdikçe aslında bilmeden de olsa çocuğunuzun yaptığı davranışlarının sorumluluğunu almasını engellemiş oluyorsunuz. Bu nedenle çocuğun yaş aralığına göre problemleri çözme noktasında sorumluluk vermeye gayret gösterin. Örneğin, çocuğunuz o haftasonu dışarı çıkmak istiyorsa ancak yetiştirmesi gereken de ödevleri varsa onunla birlikte bir anlaşma yaparak eğer haftasonuna kadar teslim etmen gereken ödevleri bitirirsen dışarı çıkabilirsin şeklinde karşılıklı bir anlaşmaya varılabilir. Bu noktada aslında var olan probleme karşı hem siz hem de çocuğunuz ortak bir karara varmış olacaksınız ayrıca çocuğunuz ödevlerini belirli bir zaman içerisinde bitirme ve dışarıya çıkma ya da bitirmeme ve dışarıya çıkmaktan mahrum kalma konusunda bir sorumluluk almış olacaktır.
4-SINIRLARINA SAYGI DUYUN.
Çocuğunuz ergenlik döneminde ve yetişkin olma yolunda adım adım ilerliyor. Bu süreçte tıpkı biz yetişkinler gibi yalnız kalmak isteyeceği zamanları, kendisine saklamak isteyeceği sırları olacaktır. Bu durumlarda anlayışla yaklaşmak, empati kurmak önemlidir. Çocuğunuzun sınırlarına saygı duyduğunuzda aynı karşılığı siz de alacaksınız. Odasına kapısını çalarak girmek, özel eşyalarını karıştırmamak, ortada bıraksa dahi günlüğünü, telefonuna gelen mesajları okumamak ona saygı duyduğunuzun göstergesidir.
Unutmayın ki önemli olan,yetişkinliğe geçişte bir köprü olan bu dönemde çocuğunuz ile birlikte yürümektir.
Sağlıkla Kalın.