Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

NİLUFAR RUKHİLLAYEVA- YAZAR-

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 831

BUHARA -ÖZBEKİSTAN
Ayda bir kez bu köşeden soydaş ülke edebiyatçılarına da yer vererek genç yazar adaylarına hem cesaretini artırmak hem de ülkemizde tanınmaları için küçük bir katkı sağlamaya çalışıyoruz.
Bu sefer Özbekistan' ın çok kadim bir kenti olan Buhara' dan genç bir yazar arkadaşımız Nilufar Rukhillayeva köşemizin konuğu. Önce kısaca bir tanıyalım: 8 Mayıs 2005 yılında Özbekistan Cumhuriyeti'nin Buhara bölgesine bağlı Romitan semtinde dünyaya gelen Nilufar Rukhillayeva, şu anda Özbekistan Ulusal Üniversitesi'nde 1. sınıf öğrencisidir.
NİLUFAR arkadaşımız kısa denemeler yazarak, edebiyat denizine su taşımaya çalısıyor. Kendi çevirisini yaparak gönderdiği bir denemesi:
" Sen benim mucizemsin doğa!
Bir şairi şiir yazmaya, bir ressamı resim yapmaya, bir yazarı çağlara dokunan bir eser yazmaya, bir besteciyi tuhaf bir melodi bestelemeye teşvik eden doğa, beni elime bir kalem almaya davet etti.
Hiç kimse doğanın gerçek güzelliğini köyde ya da değilse dağlarda bir insan kadar hissedemez.
Kışın doğanın güzel tazeliğini hissedelim.
Kış! Kış, sıcacık kahve eşliğinde pencerenin önünde yağan karı ve yağmuru seyretmenin, kimsenin olmadığı beyaz bir kağıda bir sır yazmanın, soğuk havalar başlayana kadar birlikte oynayan kahramanları hatırlamanın hasreti. yeni yıl, tek kelimeyle, hayal gücünün uçurumunda kaybolmak.
...Kış. Sabah. Binanın mavi yüzünü kaplayan hafif sis ayna gibi parlıyor, nahoş havanın acı soğuk zehri karı gösteriyor, cam acımasızca camı kesiyor, terkedilmiş evler daha kasvetli ve garip görünüyor.
Peki ya bizim baharımız?
Bahar! Aşıkların mevsimi, âşıkların mevsimi, sıcacık düğümlerin mevsimi, yüreklerin çırpınış mevsimi. Bahar gökyüzünü gözlerinizin önünde canlandırmaya çalışın...
Kararan gökyüzü giderek daha fazla maviye dönmeye başlar. Dostça bir güneş bulutların arasından gözetliyor. Nazik ışınlarının altında geçen yılın karları erir, bahar damlaları başlar. İnsanlar kışlık gardıroplarını rahat kıyafetlerle değiştiriyor. Bahar, doğanın harika bir zamanıdır! Canlanma ve yaşamla doludur. Bu sırada doğa canlanmaya başlar: Dağın tepesindeki beyaz şapka, güneşin altın ışınları, kuşların cıvıltısı, çimlerin hışırtısı, sert zemine çarpan çiçeklerin sesi nedeniyle erimeye başlar. derelerdeki suların uğuldaması, ağaç dallarında tümseklerin belirmesi, tomurcukların doğması, bazen ılık, bazen tatsız soğuk hava, bazen ılık, bazen yağmurlu anlar...
Bahar tarif edilemez bir mevsimdir!
Çocuk çığlıklarıyla dolu tozlu sokaklar yazın ilk görüntüsü.
Yaz, bize çocuklar gibi "nashvati" veren mevsimdir. Sıcak yaz günlerini hayallerimizde canlandırdığımızda, çamurlu sularda yıkanan bir köy çocuğu, yol kenarlarında kavun ve karpuz satan amcalar, öğle yemeğinden sonra gölge arayan dedeler, başlarına su ve fesleğen salkımları serpiştiren anneler, bitkilerim Nineler susamam diye endişeleniyor, birer birer ölüyor. Yaz, kutuların kışa hazırlanmasının tüm hızıyla devam ettiği dönemdir.
Çocukluk, yaz, Mackapoias'ta yakalamaca oynamak. Yanaklarımıza değen küçük böcekler, uykusuz geceler, yaz.
Milli oyunların ve çocukları buluşturan sezonun yeniden doğuş sebebi...
Keder ve ayrılık mevsimine geldik! Kuz'un hangi kaderleri ve suçlamaları görmediğini söylüyorsunuz!? Sonbahar mevsiminin başlamasıyla birlikte doğa sessiz ve kasvetli bir görünüme bürünür. Ağacın dallarından düşüp toprak ananın bağrına batan hazanlar, dünün baharının çocukları, maviyi arıyorlar. Bugün ömrü bitiyor ve toprağa katılıyor...
Böyle zamanlarda sonbahar esintili bahçelerde caddelerde dolaşmak ve hayal gücünün uçurumlarına dalmak gibi özel bir his var!
Doğanın harikalarını sayamayız. Sadece gece ve gündüz döngüsüne ve güneşin doğudan doğup batıdan batmasına bir bakın!"
Mevsimlere duygular katarak bizlere yorumluyor. Çeviri de güzel. Hiç düzeltme gereği duymadım.
Okulunda olsun, yazarlık serüveninde olsun, genç arkadaşımıza sonsuz başarılar diliyorum .

Yazarın Diğer Yazıları