ENGELLİLER GÜNÜ NEDENİYLE BİRKAÇ SÖZ...

Bu dünyaya adım atarken hiçbir tercih hakkımız yok ne yazık ki. Hangi ailede doğacağız, hangi ülkedr, hangi ırkta, hangi dinde doğacağız elimizde değil. Kaderimizde ne varsa o. Ve de bizi oluşturan organlarımız. Tam ya da eksik ne verildiyse kabul etmek durumundayız.

Bize düşen bizim dışımızda kaderimiz olarak bize verilen ortam ve organlarla bize verilen rolü en iyi şekilde oynamak ve geçici olan bu alemde güzel ve unutulmaz izler bırakarak gitmektir.

Elbette ki doğduğumuz ortamın, içine doğduğumuz ailenin zengin ve müreffeh olması hayatımızı kolaylaştırır. Göz, el, ayak, kol, bacak, kas, beyin bütün organlarımızın tamam olması da yaşamımızı kolaylaştırır .

Ama ne yazık ki durum hep elverişli olmuyor. Az çok eksikle bu yaşam maratonunu bitirmek zorunda kalıyoruz. Bize verilenler eksik bile olsa eyvallah deyip, elimizdeki malzemeyi en iyi şekilde kullanarak, yaşama tutunup insanlık çıtasını elimizden geldiğince yukarılara taşımak ve varoluşumuzu kanıtlayan bir iz bırakmak gayreti içinde olmamız gerekir .

Verilen eksik bile olsa yaşamdan alabildiğince keyif almak ve insanlık seviyesini yükseklere taşımak. Bu çok önemli . Zira her şeyi yerli yerinde olup da , uyandığında nereden geliyorsa artık, akşama kadar kendine gelemeyen, her sabah sağ salim uyanmasına karşın burnu yerleri süpüren, suratını aşan, sağ doğduğuna sevineceğine , yaşadığına bin pişman olanlar ve elindeki eksiksiz olan organlarının kıymetini bilmeyen bedbahtlar da var.

Demek ki önemli olan yüreğin büyük olması, gönlün güzel olması, yaşama bakışın güzel olması gerekir adam gibi yaşamak için . Alınan bir nefesin bile ne kadar kıymetli olduğunu pandrmide yaşayarak gördük. Yaşama güzel bakan, gönlü güzel, kendini insanlığın hatta canlı cansız tüm var olanların kalitesini yükseltmeye adamış güzel insanlar, organ eksikleri olsa bile bunları mazeret saymadan hedeflerini gerçekleştirirler ve bu dünyada bir ız bırakarak adlarını sonsuzluğa yazdırırlar.