Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

DENEMELER- XOSİYET RÜSTEM- ÖZBEKİSTAN

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 1193

Özbekistanlı şair ve yazar, Kitap Dünyası Gazetesi Baş Redaktörü sevgili dostum Xosiyet Rüstem'in, çok sayıda ülkeyle birlikte, Türkiye'de de Günce Yayınları arasında yayımlanan İki Güneş adlı kitabından kesitler:
İki Güneş . Yazar: Xosiyet Rüstem
Çeviren: Shermurod Subhan
Redaktörü eden: Coşkun Karabulut

Edebiyatsızlıkla Deneme!

Benim dayandığım da edebiyat! Eğer o olmazsa, ben dengemi kaybederim! Aynı gün, aynı anda yerin altına girer giderim! Allah'ım beni edebiyatsızlık derdine atma, edebiyatsızlıkla deneme! Yalvarırım, hayat elimden çıkar gider, kendimi de tutamayacağım...
Nisan 2007 yılı

Başka Türlü Yaşanmaz

Hepsine kendin tanıksın, Rabbim! Attığım adım ve çektiğim nefese kadar... 
Eğer şiir yazarak günah yapmışsam, aynı işi tüm varlığımla yaptım. Bu dünyayla başkaca konuşulamaz... Şiir yazarak derdimi giderttim, doya doya hasretimi çıkarttım. Eğer şiir yazmak gibi güzel ibadetim olmasaydı, sevmenin ne olduğunu bilemeden, iyiliği farkedemeden göç ederdim.  

2009 yılı, Hollanda 
 


Her Aldığım Nefes Onun
Bu sevgi ağır geliyor, kaldırmak zor oluyor bana! Cüssem eğiliyor yere! Neredeydi işte bu kadar özlem, neredeydi bu aşk! Yüreğimde mi yaşıyordu yoksa kendisini belli etmek mi istemiyordu? Nerede gizleniyordu o? Her aldığım nefes O'nun, her attığım adım da O'nun! Gözlerimin etrafına bakarak imrendiğine dayanmak mümkün olsaydı hani? Kirpiklerimin canıma kıyıp acı verdiklerine dayansam, kalbim yerinde durduğuna inansam ve yine biraz, biraz kaldığına kandırabilseydim... Hepsi son bulur! Hepsi... 
Kasım, 2009 yılı  


Hala Daha Bu Dünyaya Yerleşmiş Değilim!
Benim doğmadığım günler kaç yaşında bilmiyorum. Halen daha çocuk sayılırım! Halen daha adamlarla nasıl konuşacağımı, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum. Bize hangi elimize kaşık, hangi elimize çatal tutmayı öğretmişler, ama kendimize nasıl sahip çıkmamız konusunda hiç bir şey söylememişlerdir. Halen daha bu dünyaya yerleşmiş değilim! Halâ havada asılı duruyorum! Dünyayı yakından seyretmek istiyorum. Tutmak istiyorum bazen göğü! Yıldızların arasında gezsem derim... Ve ceplerimi yıldızlarla doldurup sokağa çıksam hani! Herkesten kaçan rüzgarı tutup, uzun uzun sohbet etmek istiyorum... Bana neler der acaba? Öteki dünya hakkında konuşmak istiyorum ağaçlarla! Nereye batmakta olduğu hakkında güneşten sormak istiyorum. Nereden gelmekte olduğunu sabahtan! Kuşların nereye gidip yaşadıklarını, denizin son menzilini bilmek istiyorum. Ben de bu dünyaya güneş gibi batar mıyım acaba? Bazen yeryüzünün acıları omuzuma geçer. Hıçkırıklar duyulur kulaklarıma. Rüyalarıma girmek istiyorum. Uyumakta olan tasavvurlarımı uyandırmak istiyorum. Sokakta yağmuru beklediğim zaman seni gözümün önüne getirebilirim! Kirpiklerimi tutup gözlerimden inip gelirsin parmaklarıma. Ben bu manzarayı seviyorum. Ben aynı manzarayı görmek için yaşamaktayım.   
Şubat, 2010 yılı 

Harflere Üzülüyordum...

Bir kelime... bir gün yaşamam için kafi! Bir kelime... bu dünyadan gitmem için yeter!
Niçin kelimeye bu kadar ihtiyacım büyük? Benim hayatıma harfler bir birlerinin ellerinden tutup, bir birini başlayıp gelmiştir... Hep küçük harflere acıyordum. Ne zaman bakarsam düşmekte olan küçücük harfleri büyük harfler kaldırıp, çamurlarını temizliyor gibi geliyor bana... Gözümü çok geniş açarak bakıyordum, küçücük harfcikler gözbebeklerime gizleniyorlardı! Ancak virgül ve noktayla anlaşamazdım, onları öldürmek istiyordum... Harflere üzülüyordum, onları sürüklemezse ne olur acaba? Daha sonra onları da sevdim... Metinler arasında uyuya kalmış gece yarılarım onlar benim kucağıma girmeyi adet edinmişlerdi, noktaya çabuk alışmıştım, ama virgüle alışmak biraz zor oldu. Çünkü tek bir virgülden 20 tane nokta yapmak mümkündü. Şimdi hatırıma geldikleri an hep gülerim, zaten ben kendimi onlarsız tasavvur edemem. 
Nisan, 2015 yılı 


 

Yazarın Diğer Yazıları