Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

BABADAĞ' DAN ATLAMAK!

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 935

Fethiye Babadağ' da Uluslararası Hava Oyunları yapılır hemen her yıl. Benim de organizasyonda görev aldığım 2005-2014 yıllarında, Babadağ'  dan atlayan paraşüt pilotlarının süzüle süzüle, oyunlar sergileyerek Ölüdeniz sahiline inişlerini keyifle, hayranlıkla izlemişimdir. En çok ilgimi çeken ise, festival dönemlerinde, özellikle dünyaca ünlü yabancı pilotların uçaktan atlayarak, yere yaklaşırken paraşütlerini açıp öyle yere inmeleri olmuştur. Sadece benim değil, tüm izleyenlerin, yürekleri ağızlarına gelirdi korkudan, heyecandan. 
Bu amaçla görevli uçaktan oldukça yüksekten paraşütü açmadan, korkmadan  atlayan paraşüt pilotu, gökte yürüme, takla vs gibi estetik gösteriler yapıyor sonra yere birkaç yüz metre kala paraşütü açıp süzüle süzüle yere iniyordu. Yere çakılma riski her zaman vardı. Allah korusun ya bir aksilik olur da paraşüt açılmazsa! Olmuyor da değildi hani, binde bir de olsa. 
Asıl konu bu değil elbet. Bu yarışları izlerken, yaşamı da buna benzetmişimdir hep. Doğumla birlikte uçaktan dünyaya atılan insanoğlu; yere doğru inmeye başlıyor yani ölüme iniş. Mutlaka yere ineceksin, kurtuluş yok. Uçaktan atlarken hemen paraşütü açan da var, biraz indikten sonra açan da var, tam yere yaklaşırken bir iki metre kala açan da var, hiç açmaya fırsat bulamadan tepe üstü yere çakılan da var .
Nasıl olsa yere inmek var ya kaderde, çakılmadan inmek lazım o halde. Yani belli bir yerde paraşütü açıp yumuşak iniş yapmak lazım kafayı gözü dağıtmadan. 
Kimisi atlayıştan kısa bir süre sonra yere inerken;  iyice ustalaşmış pilotlar, tam yere inecekken, ani manevralarla, iyi de bir hava akımı yakalamışlarsa, tekrar yükselerek saatlerce gökyüzünde gezinip duruyorlardı.   
Evrene bir şekilde atılmış bizlerin de, paraşütlerimizi zamanında açarak  ve yerinde kullanarak daha  çok gökyüzünde kalabilmenin tekniklerini geliştirmemiz gerekli olduğunu düşünmüşümdür hep .
Niyeyse!   

Yazarın Diğer Yazıları