'Antalya'da bir yayınevi' 

 UBUNTU YAYINLARI- FARUK DEMİREL
Antalya'da olduğum zamanlarda, sağolsunlar yazar arkadaşlar arayıp, etkinliklere davet ediyorlar. Harun Yiğit dostum da arayarak, Ubuntu Yayınları' na davet etti geçen gün. Severek kabul ettim. Çünkü yayınevi sahibi Faruk Demirel, rahmetli abim Tuncer Karabulut ' un Sandıklı' dan arkadaşıydı. Üstelik de birlikte Sandıklı Postası gazetesini çıkarıyorlardı. Ve abimin ilk ve tek kitabı olan :" Ortadirek- Küçük Burjuvazi" adlı deneme kitabının yayınlanmasında büyük katkıları vardı. Faruk beyin Antalya' ya yerleştiğini duymuştum ama bugüne kadar yüzyüze görüşme kısmet olmamıştı. Bu fırsatı da yakalamış olacaktım. 
O gün tanıştığım yazar Yalçın Duman' la da yolda buluşarak,Harun Yiğit ve ben üçümüz Faruk Demirel' in ofisine gittik. Çok sıcak karşıladı bizi. Abimden konuştuk bol bol, kitabından bölümler okuduk ve yadetmiş olduk.  Eşi  Nasiba Yusupova, Özbekistan vatandaşıymış. Biz de sık sık Türk Dünyası Ülkelerinin edebiyat ve sanatseverleriyle buluştuğumuz için ve Özbekistanlı ortak dostlarımız olduğunu öğrenince daha mutlu oldum. Farogat Jabbarova , Dilroba Mingboyeva  gibi. 3-4 saat oturduk. Anılarını dinledik keyifle. Kitaplarından imzalayıp verdi. İkisini okuyabildim şimdiye kadar . Birisi öykü kitabı, birisi anı/ roman niteliğinde tam bir belgesel. Öykü kitabını gülerek ve dersler çıkararak okurken, " Tanktan Tomaya" adlı Direniş kitabını yani 12 Eylül dönemi olaylarını, o yıllarda üniversite öğrencisi olduğum için ve bizzat yaşayarak tanık olduğum için,  içim acıyarak okudum. 

Öykü kitabının adı (evlerden uzak olsun????)" Eşim Beni Aldatıyor". Yazının başına koyacaktım ama millet yanlış anlar diye çekindim doğrusu (!) Öykülerin büyük çoğunluğu günümüz bulaşıcı hastalığı telefon ve internet bağımlılığı ve sosyal ağlarda sohbet konuları. Keyifle okudum. Mizahi bir dille, çağımızın en büyük sorunu işlenmiş. Okunası, keyifli bir kitap.( Ubuntu Yayınları-, 2016). 

Gezi olaylarından, 12 Eylül dönemine geçiş yapılarak bir direniş öyküsünün anlatıldığı: " Tanktan Tomaya" adlı roman bir dönemin belgeseli niteliğinde. Okurken , o günleri yeniden yaşamış oluyor insan. Ben de 1975-80 döneminde Hacettepe Üniversitesinde öğrenciydim ve bu anlatılanların tanığıydım. Boykotlar, grevler, 1 Mayıslar, her gün ev basmalar, adam öldürmeler. Gençlerin bu dünyayı birbirlerine dar edişi, birbirini tüketişi. İçim acıyarak okudum kitabı. Kitapta bir linç olayı var Yunus' a yapılan. Öldü diye gazeteler yazmış ama , yaşama tutunmuş bir şekilde ve 3 gün komada uyumuş ve dirilmiş sonra. "Öldürmeyen Allah öldürmüyor" misali. 100 kişi birden saldırmış  çivili sopalarla, demir çubuklarla . Kendim geldim gözlerimin önüne. Allah' ım bu ne kindi böyle. 30-40 kişi de bana saldırmıştı.Yıllarca kaldı izleri. Allah' ıma çok şükür ki, bugün yaşamaktayım  ve olanları okumaktayım. Kaç kez ölümlerden dönmeler. 

Elbet olaylar bundan ibaret değil. Roman şimdiden geçmişe, geçmişten şimdiye akıp gidiyor. Dostluklar, vefalar, her devirde olduğu gibi ihbarlar, ele vermeler. Ve her şeye rağmen direnmek ve yaşamın türküsünü söylemeye devam etmek. Kitap tam bir belgesel dedim ya. (La Kitap Yayınları, Ankara -2013). Mutlaka okunması gereken bir kitap.

Bu arada unutmadan hatırlatayım. Ubuntu Yayınları, Antalya ve bölge yazarları için büyük bir şans. Faruk Demirel' in eşinin de Özbekistanlı olması ve çok iyi Türkçe bilmesi, Özbekistan ve Türk Dünyasından Türkiye'de kitap yayınlamak için ayrı bir şans. Zira eşi Nasiba Yusupova' nın Özbekçe- Türkçe Sözlük adlı eşsiz kitabı,    Türk Dil Kurumu Yayınları olarak yayınlanmış ve tükenmis. Yeni baskıları hazırlanıyor. Daha ne diyeyim. 

Değerli yazar , abi dostu Faruk Demirel' i tanımaktan sevincimi belirtiyor, yayın hayatında kolaylıklar diliyorum.