ANLATAN VE ANLAT(A)MAYAN!

İşimizin gereği onlarca dinletiye, söyleşiye katılıyoruz. Kiminde konuşmacı oluyoruz, kiminde sadece dinleyici, kimisinde de her ikisi birden. Dinlediğim onca konuşmacıdan dünya kadar bilgi edinmisimdir. Yeni ufuklar açılmıştır zihnimde ve geliştirerek yeni bilgilere ulaşmışımdır. Tam tersine bildiğim üç beş bilgi kırıntısını da neredeyse silip süpüren konuşmacılar (d)inlemişimdir. Hayretle, şaşkınlıkla ve üzülerek.

Sadece konuşmacı olarak değil, yazdıkları kitaplarda da birşeyler anlatma derdi yok bu arkadaşların. Yani karşısındakine yeni bir bilgi verme derdinde değiller. O yeni bilgiyi kendisinin öğrendiğini ve bu farklı yeni bilgiyi kendisinden başka kimsenin bilmediğini gösterme gayretindedir vatandaş. İşi gücü "gösteriştir" yani. Bilgiyi değil, kendini gösterme telaşında.

Kitap eki veren gazetelerde okuduğum sözde kitap tanıtım yazılarında da benzer şeyleri görüyorum ne yazık. Kitabı tanıtmak yerine, kendisinin ne çok şeyler bildiğini, nasıl güzel cümleler kurduğunu, ne kadar herkesin okumadığı kitapları bulup okuduğunu ve oradaki karakterlerin adını ezbere bildiğini gösterip hava atmak derdine düşerek, tırnak içinde alıntı abur cuburla dolduruyor ki, neyi kimi tanıttığını kendi de unutuyor. Zaten tanıtayım dediği o kitabı merak edip alasınız da gelmiyor.

" Ayaklı kütüphane" denilmesi çok hoşlarına gider. Ama nasıl o kitapları alıp okumadığımız zaman bize bir yararı olmazsa, bu kendilerini göstermeye meraklı  arkadaşları da dinlerken bilgi bize aktarılamadığı için bize bir yararı olmuyor. O arkadaşların ne kadar çok ve farklı kitaplar okuduğuna tanıklık etmiş oluyoruz sadece. Arkadaşın istediği de o zaten.

Sadece kitap okuyarak kurgulanmış karakterleri alarak; yaşamı okumadan, bu bilgileri kendi bilgilerinle de harmanlayarak özümsemeden, yani içselleştirmeden, kendinden birşeyler katmadan, bilgiyi kendinin kılmadan, enerjini ve ruhunu topyekûn kendini koymadığın bilgiyi ister yaz ister anlat karşındakine geçiremezsin. Sırf desinler için o kadar bilgiyi kendi çöplüğüne gömmüş olursun! Yazıktır!