Afi Can

Kader mi? Yaşanan onca felaket

Afi Can

  • 550

“Bu kadar büyük kötülükler yanlışlıkla olamaz.”
Bir özeleştiri ile karşınızdayım sevgili okurlar. Direk konuya girmek isterim. Söyleyeceklerimi sadece afet olarak ele almamanızı rica edeceğim. Tarihin bütününü ve özellikle son 60 yılımızı göz önünde bulundurmanızı ve hiç yere kaybettiğimiz yüzbinlerce insanımızı düşünerek okumanızı isteyeceğim.
Yapacağım hoş olmayan benzetmeler için şimdiden özür dilerim. Ama durumun vahametini anlatabilmek için bu benzetmeleri kullanmaya mecburum.
Ülkemizin büyük bir çoğunluğunun yıllardır içinde bulunduğu duruma “Kafesteki hayvanlar gibi” denebilir. Suyunu ve yemini ver, o da aynı düzende yaşamaya devam etsin. Yıllardır kendi uydurduğumuz “Türk tipi” medeniyette yuvarlanıp gidiyoruz. Ağır hasarlar alıyoruz ve kimse sorumluk üstlenmiyor. İstifa dahi etmiyor. İstifa etmeyi bırakın ellerinden gelse hoşnut olmadıkları seçmenleri ülkeden kovacaklar yahu.. Sinirlenmeyeceğim sakin sakin anlatmaya devam edeceğim.
Bizim sorunumuz sorumluluklarımızın farkında olmayışımız değil bilakis farkındayız ve bunlardan nasıl kaçınabiliriz tüm derdimizin bu oluşu bizim sorunumuz. Bir şekilde kanun ve nizamları aşacak, hülle yöntemlerini bulmakta marifetlerimizi birbiri ardına sıralıyor oluşumuz.  Vatandaşından siyasetçisine kadar bu durum böyle.. Ahlak, vicdan ancak bir işimize yarayacağı zaman kullandığımız faydalı bir enstrüman. 
Bu samimiyetsiz yaklaşımımız birbirimizin sonunu hazırlamakta, kimse yaptığı kötülükte bir yeis görmemekte çünkü herkes aynı çukurun içinde debelenmekte,unatmayalım ki insanın en büyük dalkavuğu yine kendisidir. Mutlaka kendini haklı çıkaracak saçma sapan sebepler bulur ve ona tutunur. Başkasının zararına olmasını pek önemsemeyiz bizim faydamıza ise eğer. Bu durum ise ahlaklı olmanın en temel kuralı ile çelişmekten öte bir durumdur tam olarak ahlaksızlığın temelini oluşturur, bile isteye kötülük etmeye razı olmak. Şapkamızı önümüze koymalıyız hanımlar beyler kimiz ve ne istiyoruz. Siyasileri günahım kadar sevmem ama onları biz seçiyoruz. O halde vakit ahlaksızlığı meşrulaştırmak da bir çekince görmeyen insanlardan olabildiğince uzaklaşmakta. Siyasiler tarihin hiç dönemi halka ilaç olmamışlardır. Onların önceliği kendi varlıklarını ne pahasına olursa olsun devam ettirmektir.  Çocuklarımıza insanların menfaat uğruna birbirini kemirdiği bir dünya bırakmak istemiyorsak temel ahlak ve vicdanımıza geri dönmemiz gerekiyor. Çözüm  kalabalığın çılgın korosuna katılmamakta yatıyor.  
Mevcut duruma baktığımızda  insanlığa umut olması beklenen varlıklı birkaç kişinin  yetersiz ve cılız çırpınışları da söz konusu.
 Bunlar da aslında  samimiyetten uzak, nafile çabalar. Zaten tarihe bakıldığında  güçlü ve varlıklı kimselerin, zayıf ve güçsüz kimselerin ümidi  olması pek de alışılmış bir şey değil.
 Unutmayalım sevgili okurlar, köleliği efendiler kaldırmadı. Acı çeken, ezilen, varlıklarının bir böcek  kadar kıymeti olmayan insanlar o kokuşmuş düzene son  verdiler.
Siyasilerden ve zenginlerden fayda beklememiz aklın alamayacağı kadar saçma bir durum benim gözümde.  İnş. Hepbirlikte bu acı günleri de atlatacağız. Sabır ya Türkiye’m. 
Mayası sağlam, karakterli, unutulmayacak bir millet olduğumuzu hatırlamalıyız.
Sevgiyle kalın, sağlıcakla kalın siyasilerden uzak kalın.... 
Allah yar ve yardımcımız olsun... 
 

Yazarın Diğer Yazıları