Muğla'da bilinçli tüketici ve üretici birarada: Slow Food Yeryüzü Pazarı
Her ay Muğla İnsan Hakları Meydanı'nda kurulan Slow Food Yeryüzü Pazarı, bilinçli tüketicilerle üreticileri bir araya getiriyor. Zeytinyağından meyve kurularına, endemik bitkilerden kozalak şurubuna kadar birçok doğal ürün pazarda alıcı buluyor.
Muğla’da, adil ve temiz gıda üreticilerini bir araya getiren Slow Food Yeryüzü Pazarı, her ayın belirli cumartesi günlerinde İnsan Hakları Meydanı’nda kuruluyor. Pazar, üreticilerle tüketicileri doğrudan buluşturarak, sağlıklı ve doğal ürünlerin tanıtılmasını sağlıyor.
“Temiz tarım, adil gıda üreticisiyiz”
Beş yıldır Köyceğiz’de yaşayan zeytin üreticisi Tuğba Özdoğan, “Temiz tarım, adil gıda üreticisiyiz. Slow Food pazarında yer alıyoruz. Slow Food pazarları, tamamen temiz içerikli ürün üretmek için üreticilerin katıldığı pazarlardır. Herkes iyi, temiz ve adil gıda üretiyor. Alıp sattığımız ürünleri bu pazarda bulundurmuyoruz; herkes kendi ürettiği gıdasını satıyor. İlaç, tarım zehirleri vb. pestisit kalıntıları olan ürünler üretmiyoruz” dedi.
Özdoğan, ”Ben bir zeytin üreticisiyim. Zeytinyağı ile geçimimi sağlıyorum. Daha çok içimlik zeytinyağı, yani erken hasat dediğimiz ve gün içerisinde toplayıp hemen 6 ila 8 saat içerisinde sıktığımız zeytinyağını üretiyoruz. Aslında temel ürünümüz bu.
Bunun dışında doğadan topladığımız bitkilerden kekik suyu üretiyoruz. Damıtarak kozalaklardan kozalak şurubu, öz ballı kozalak şurubu üretiyoruz. Keçiboynuzu ağaçlarından keçiboynuzu pekmezi üretiyoruz. Bu tip ürünler genel ürün gamımızı oluşturuyor. Ayrıca biberiye yağı ve kantaron yağı da üretiyoruz; tamamen kendi içeriklerimizle. Biz İnstagram üzerinden de satış yapıyoruz” diye konuştu.
“Sağlıklı atıştırmalıklar”
“El Emeği Kadın Eli” standı ile pazarda yer alan Zübeyde Şahin ise, meyve kurularını bahçelerinden topladıkları ilaçsız meyvelerden hazırlıyor. Şahin, “Meyvelerimi bahçeden toplayıp, suyun altında yıkayıp dilimleyip meyve kurutma makineme koyup kurutuyorum, paketliyorum ve burada sunuyorum. Hiçbir şekilde şeker ilavesi veya katkı maddesi yok; tamamen meyvenin kendi şekeridir. Sağlıklı bir atıştırmalık. Çikolata veya diğer şekerlemelere göre daha iyi olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Taleplerin oldukça güzel olduğunu dile getiren Şahin, “İkram ediyorum. Herkesin tadarak almasına özen gösteriyorum. Tadını beğenebilir ya da beğenmeyebilir. Herkese ikramımı yapıyorum. Kavanozlarım var, onlardan ikram ediyorum. İlk defa tadanların çoğu beğeniyor ve daha sonra da almaya devam ediyorlar. Sağlıklı atıştırmalık olduğu için özellikle küçük çocuğu olan anneler daha çok ilgi gösteriyor. Yeryüzü Pazarımıza sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum ve herkesi buraya davet ediyorum. Tabii temiz ve adil gıda üreterek” şeklinde konuştu.
Zübeyde Şahin, “Burada ufkumuz genişliyor; benim de genişledi. Birçok alanda birçok dostluk da ediniyoruz. Burada abilerimiz, büyüklerimiz var; emekli mühendislerimiz var. Bu konularda bilgiye her zaman ihtiyaç var. Bilgi olduğu zaman hem kendimizi geliştiriyoruz hem de öğrendiklerimizi başkalarına aktarabiliyoruz. Bu açıdan çok kıymetli” dedi.
“El emeği ürünlerini 3 yıldır satışa sunuyor”
El işi üretimiyle dikkat çeken Atakan Öztuna, zeytinyağıyla yağladıkları ürünleri üç yıldır pazarda satışa sunuyor. Öztuna, “Muğla Yeryüzü Pazarı’nda kendi emeğimiz bunlar, kendimiz yapıyoruz. Zeytin ağacından yapıyoruz. Ufak bir atölyemizde bunlarla uğraşıyoruz. Yani bunların hepsini zeytinyağıyla yağlayıp ortaya çıkarıyoruz.
Üç senedir bu işi yapıyoruz. Talep yoğun, fena değil. Devamlı müşterilerimiz var. Satışımız güzel. Odunculardan kütük olarak alıp dilimliyoruz, kurutuyoruz. Bu işlem bir buçuk–iki ay sürüyor. Ondan sonra işleme tutuyoruz. Zımparayla ve keserek bu şekle getiriyoruz. Her biri tek tek elden geçiyor. Kendi el emeğimizdir, elle yapıyoruz. Son olarak sıcak zeytinyağı ile yağlıyoruz ki hijyenini sağlamış olalım” şeklinde konuştu.
Aslen yat kaptanı olan özel yatlarda kaptanlık yapan Öztuna, “Emekliye ayrılınca bir arkadaşımın sayesinde, onun teşvikiyle başladım. Bir bayan arkadaşımız var, onunla beraber yapıyoruz. Kendisi şu anda yok, esas kurucumuz odur. Pazar bizim için çok güzel bir yer. İlerlememiz için çok faydalı. Herkesle tanışabiliyoruz ve herkes memnun. Şikayet gelmedi bugüne kadar. Çok teşekkür ediyoruz” açıklamasında bulundu.
“Organik sahlepler pazarda tanıtılıyor”
Bio Aromatik Ürünler Teknikeri Petek Uygun da, tamamen organik sahleplerini pazarda tanıtıyor. Uygun, “Bio Aromatik Ürünler Teknikeriyim. 3 yıldır sahlep üretimi yapıyorum. Kendi bahçemizde üretiyoruz. Tamamıyla doğal, organik diyelim. Endemik bitki olduğu için bunu tekrardan topluma kazandırıp pazara sunuyoruz. Üretim aşaması Ekim, Kasım gibi dikimi oluyor. Ondan sonra Mayıs ayında hasadımızı yapıyoruz. Bu şekilde zaten biz dikiyoruz. En az 2, en fazla 5–6 üründen alıyoruz. Yani tamamıyla kar marjı yüksek bir bitki” dedi.
Talebin yoğun olduğunu söyleyen Uygun, “Dondurmacılardan, Türkiye’nin bitki meraklılarından, büyükşehir belediyelerinden tarım ilçe müdürlüklerine ve Anadolu’nun farklı bölgelerine kadar İç Anadolu, Marmara, Doğu Anadolu bölgelerine kadar çok fazla talep geliyor. Ve üretim de sağlıyoruz” ifadelerine yer verdi.
Uygun sözlerini, “Pazar yeri bize farklı bir gelir kapısı oldu. Halkla iki haftada bir toplanıyoruz. İnsanlara sahlep nedir, onu anlatıyoruz. Çünkü çok farklı olarak biliyorlar. Pastanede veya kafede içtikleri saleplerle karıştırıyorlar ama bizimki yüzde 100 organik bir ürün olduğu için burada tadıp ‘Aa buymuşmuş’ diyorlar.