Fethiye Alzheimer Derneği'nde 'Kayıp ve Yas' konulu seminer düzenlendi
Fethiye Alzheimer Derneği, toplumun önemli bir ihtiyacına daha ışık tuttu. Dernek üyeleri, gönüllüler ve Alzheimer hasta yakınlarının katılımıyla gerçekleşen seminerde, 'Kayıp ve Yas' süreci ele alındı. Seminer Akademisyen, Psikoterapist ve Psikodramatist Dr. Çiğdem Alaca tarafından verildi.
Alzheimer Derneği Başkanı Dr. Mehdi Sadat, Fethiye Alzheimer Derneği Gündüz Yaşam Merkezi’nin yaklaşık üç yıldır aktif olduğunu belirterek, her ay düzenli olarak halka ve hasta yakınlarına yönelik seminerler düzenlediklerini ifade etti. Dr. Sadat, "Bu ayki seminerimizde özellikle ileri yaşlarda, Alzheimer ya da demans hastalarında kayıp ve yas sürecinin nasıl ilerlediğini ele alıyoruz" dedi.
“Haftanın 5 günü faaliyetler düzenliyoruz”
Dernek Başkanı Dr. Mehdi Sadat, Fethiye Alzheimer Derneği'nin sadece eğitim değil, sosyal destek açısından da aktif rol üstlendiğini belirterek, “Amacımız da bu. Fethiye Belediyesi’nin desteğiyle açtığımız merkezimizde haftanın beş günü çeşitli faaliyetler düzenliyoruz. Bunlar hem zihinsel, hem fiziksel, hem de ruhsal olarak destekleyici etkinlikler. Haftanın bir günü mutlaka müzik terapisine yer veriyoruz. Ayrıca eğitmenlerimiz ve gönüllülerimiz eşliğinde farklı oyunlar, etkinlikler yapıyoruz. Fethiye’deki üniversitelerden yaşlı sağlığı ve bakım bölümlerinde okuyan stajyer öğrenciler de bize destek oluyor. Onlarla birlikte bu faaliyetleri yürütüyoruz” diye konuştu.
“Ölüm artık konuşulması gereken bir konu”
Akademisyen, Psikoterapist ve Psikodramatist Dr. Çiğdem Alaca ise; ölüm ve kayıp konularının toplumda yeterince konuşulmadığını vurguladı. Dr. Alaca, “Ölümle ilgili konuşmak çoğu zaman hepimizi zorlar. Bir yakınımızı kaybettiğimizde davranışlarımızın sağlıklı mı, değil mi diye düşündüğümüz bir dönem yaşarız. Bazen bu davranışların ne zaman sağlıksızlaştığını ya da dışarıdan gelen tepkilerin nasıl olması gerektiğini ya da kayıp yaşamış birine nasıl destek olacağımızı anlamakta zorlanırız. Bugün seminerimizde bu konuyu ele alıyoruz. Bunları hem bilimsel hem de psikoterapötik yönüyle değerlendiriyoruz” şeklinde konuştu.
“Ölüm artık konuşulması gereken bir konu” diyerek sözlerine devam eden Alaca, “Yas süreci ve kayıp süreçleri insanların normalleştirmesi gereken durumlardır. Bu süreçte yaşanan duygusal iniş çıkışlar gayet doğaldır. Her bireyin yas süreci kendine özgüdür. Kayıp türüne göre değişir; kimisinin yıllar sürer, kimisinin zamanla hafifler ya da tekrar nükseder.
O yüzden insanlar ‘Benim yasım nasıl bir yas?’ diye düşünürken, bunun kendilerine özgü olduğunu unutmamalılar” şeklinde konuştu.