'Alzheimer'da erken tanı ile semptomlar yavaşlatılabilir'
Alzheimer'ın en sık görülen demans türü olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, 'Toplumda en sık görülen demans nedeni olan Alzheimer giderek yaygınlaşmaktadır. En sık görülen ilk belirti, yakın geçmişle ilgili bilgilerin unutulmasıdır. Kişiler aynı soruları defalarca sorabilir, basit bilgileri tekrar tekrar öğrenmeye çalışabilir. Erken dönemde yapılan değerlendirmeler, tedavi planlaması ve yaşam düzenlemeleriyle semptomların ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür' dedi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Belma Doğan Güngen, 1-30 Eylül Dünya Alzheimer Ayı dolayısıyla Alzheimer hastalığına ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Toplumda en sık görülen demans nedeni olan Alzheimer’ın giderek yaygınlaştığını ifade eden Prof. Dr. Güngen, dünyada 50 milyondan fazla kişinin bu hastalıkla yaşadığını söyledi.
“Yakın geçmişi unutmak ilk bulgular arasında”
Alzheimer’ın tipik olarak 65 yaş üzerindeki bireylerde ortaya çıktığını dile getiren Prof. Dr. Güngen, "Hastalık beynin sinir hücrelerinin ilerleyici şekilde zarar görmesi sonucu gelişir. En sık görülen ilk belirti, yakın geçmişle ilgili bilgilerin unutulmasıdır. Kişiler aynı soruları defalarca sorabilir, basit bilgileri tekrar tekrar öğrenmeye çalışabilir. Günlük hayatta sık kullanılan eşyaların kaybolması, yön bulmada zorlanma, konuşmada akıcılığın bozulması ve kişilik değişiklikleri de hastalığın erken dönemde görülebilecek işaretleri arasındadır" diye konuştu.
“Unutkanlıkla sınırlı değil”
Alzheimer’ın yalnızca unutkanlıkla sınırlı bir rahatsızlık olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Güngen, "Eğer kişi eski anılarını çok net hatırlarken yeni yaşadıklarını karıştırıyorsa, sık sık eşyalarını kaybediyorsa ve karar vermekte zorlanıyorsa dikkatli olunmalıdır. Buna kişilik değişiklikleri, duygu durumunda ani değişimler ve kelime bulmada güçlük de eşlik ediyorsa mutlaka vakit kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekir" şeklinde konuştu.
“Ailelere bakım önerileri”
Hastalık sürecinde ailelerin de dikkatli davranması gerektiğine işaret eden Prof. Dr. Güngen, "Ev ortamı güvenli hale getirilmelidir. Özellikle düşme riski oluşturan eşyalar kaldırılmalı, ilaçlar düzenli şekilde takip edilmelidir. Hastaların dışarı çıktığında kaybolma ihtimaline karşı, üzerinde iletişim bilgilerinin yazılı olduğu bir bileklik kullanması faydalı olur. Bu süreçte yalnızca hastanın değil, hasta yakınlarının da kendi sağlıklarını ihmal etmemeleri çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
"Genetik faktörler etkili olabilir"
Alzheimer’ın oluşumunda hem genetik hem de çevresel faktörlerin rol oynadığını dile getiren Prof. Dr. Güngen, yaşlanmanın en önemli risk faktörü olduğuna dikkat çekti. "Genetik yatkınlık, sağlıksız beslenme, obezite, alkol ve sigara kullanımı, uyku bozuklukları, sosyal izolasyon ve kronik stres Alzheimer gelişiminde etkili olabilir. Özellikle APOE 4 gen varyantına sahip bireylerde hastalık riski belirgin şekilde artmaktadır" diye konuştu.
"Erken tanı hayat kurtarır"
Alzheimer’da erken tanının kritik önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Güngen, tanı için kullanılan yöntemler hakkında da bilgi verdi. "Erken dönemde yapılan değerlendirmeler, tedavi planlaması ve yaşam düzenlemeleriyle semptomların ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür. Klinik muayenelerin yanı sıra nöropsikolojik testler, MR ve PET gibi görüntüleme yöntemleri, kan testleri ve beyin omurilik sıvısı incelemeleri tanıda kullanılıyor. Ayrıca son dönemde FDA (ABD Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından onaylanan pTau217 ve -ß-amyloid kan testleri de erken tanı açısından umut verici gelişmelerdir" şeklinde konuştu
"Kesin tedavi yok ama süreç yönetilebilir"
Hastalığın kesin bir tedavisi olmadığını hatırlatan Prof. Dr. Güngen, mevcut tedavilerin semptomların hafifletilmesine ve sürecin yavaşlatılmasına yönelik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Güngen, şu bilgileri paylaştı:
"İlaçların yanında sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, zihinsel aktiviteler, sosyal etkileşimler ve kaliteli uyku çok önemlidir. Özellikle Akdeniz tipi beslenme, Omega-3 yağ asitlerinden zengin gıdalar ve antioksidanlar hastaların yaşam kalitesine olumlu katkı sağlar. Beyin egzersizleri de zihinsel fonksiyonların korunmasına yardımcı olur" dedi
"Hasta yakınlarına mesaj"
Bakım sürecinde hasta yakınlarının da desteklenmesi gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Güngen, "Hastaya bakım veren kişilerin yükünü hafifletmek için iletişim yöntemleri, eğitim ve destek grupları oldukça önemlidir. Unutulmamalıdır ki hasta yakınlarının sağlığı ve psikolojik durumu ne kadar iyi olursa, hastaya verilen bakım da o kadar kaliteli olur" diyerek açıklamalarını sonlandırdı.
Bakmadan Geçme





