
Neden oruç tutmalıyız?
Kamil Oktay (Fethiye Müftüsü)
- 1798
Çünkü oruç tutmayı bize Allah emrediyor. “…içinizden kim bu aya yetişirse onu oruçlu geçirsin.” (Bakara, 2/185) Allah emrettiğinde biz müminlere düşen “Duyduk ve itaat ettik” demek olmalıdır.
Ramazan, İslam’ın temel esaslarından olan oruç tutmakla emredildiğimiz, her yılın bir ayına özel ibadet mevsimidir. Oruç, kul olduğumuzun farkına varma, nimetlerin değerini anlama, nefsi terbiye etme, toplumdaki muhtaç insanların durumlarını daha iyi anlama ve beden için dinlenme olması gibi pek çok hikmet ve faydaları sayılabilecek bir ibadettir. Biz Müslümanlar;
Nimetleri Verenin Farkına Varmak için Oruç Tutarız.
Yüce Allah, yeryüzünü sayısız nimetlerinin bulunduğu bir sofra şeklinde yaratmıştır. Bu sofrada yarattığı nimetlerle, kâinattaki en değerli misafir olan insanın etrafını donatmıştır. Bal arısı kendi ihtiyacının kat kat üstünde yaptığı balı, Allah’ın ihamıyla insan için hazırlamakta, ipek böceği yaprak yiyip Allah’ın ilhamıyla dokuduğu ipeği insan için üretmektedir. İnsana düşen bu yaratıcısının farkına varıp O’na teşekkür etmektir. Allah’ın bizden istediği ibadetleri yerine getirmek şükran ifadesidir. Ancak insanlar çoğu zaman gaflet içinde Allah’ın nimetlerinin tam olarak farkına varmadan, hâşâ Allah yokmuş gibi yaşamaya devam etmekteler. Yaratılmışların en şereflisi olan insan, nasıl olur da bu ramazanda vaktini melekler gibi ibadetle geçirmek yerine, kulluğunun farkına varmadan yiyip içmeyi ve üremeyi tek gaye edinerek yaşar?
Nimetleri Verene Teşekkür Etmek İçin Oruç Tutarız.
İnsan çoğu zaman nimeti, aracılardan bilip, asıl nimet sahibi olan Allah’ı hatırlamaz. Asıl teşekküre layık olan Allah yerine, nimeti ikram eden şahsa teşekkür eder. İşte oruç, hakikî ve samimi bir şükrün ifadesidir. Zengin ya da fakir her insan, mülkün sahibinin Allah olduğunu anlar, imkânlarını paylaşarak Ramazan ayında maddi ve manevi şükrünü yerine getirir.
Orucun Toplum Hayatına Bakan Faydaları Vardır.
Orucun emredilmesinin hikmetlerinden birisi de, zekât ve sadakaları köprü yaparak, sosyal hayattaki farklı tabakaların birbirlerinin hayat şartlarını daha iyi anlamalarına vesile olmasıdır. İnsanların kimisi zenginken, kimleri de fakir olarak hayatlarını sürdürürler. Cenâb-ı Hak, bu farklılığa binaen, zenginleri zekât ve sadakalarla fakirlerin yardımına ve ayetle belirlediği haklarını vermeye davet ediyor. “Onların mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır.” (Zariyat, 51/19)
Orucun Nefis Terbiyesine Bakan Faydaları Vardır.
Orucun emredilmesinin hikmetlerinden birisi de nefis terbiyesi için en ideal ibadet olmasıdır. Çünkü nefis, kendini hür bilir ve serbest hareket etmek ister. Hatta kendisinin bir nevi ilah olduğunu zanneder.
Tüketimin alabildiğine özendirildiği, hız ve hazzın gaye olarak belirlendiği hayat tarzına karşı, oruç ayı olan Ramazanda her nefis anlar ki, kendisi mâlik değil, köledir; hür değil, kuldur.
Orucun, İnsanın Aczini Anlaması Açısından Faydaları Vardır.
Orucun, insanın ihtiyaçlarının çokluğu açısından ne kadar fakir olduğunu ve bu ihtiyaçlarını karşılamakta ne kadar aciz olduğunu anlaması açısından pek çok faydaları vardır. Oruç, en gafillere ve inatçılara da, ne kadar zayıf, aciz ve fakir olduğunu hatırlatır. Açlık vasıtasıyla midesini düşünür; midesindeki ihtiyacını anlar. Zayıf vücudu ne derece çürük olduğunu hatırlar. Ne derece merhamete ve şefkate muhtaç olduğunu fark eder.
İbadetler; Allah’ın emri, O’na olan şükrün ifadesi, samimiyetin en büyük göstergesi ve duaların kabulüne vesile olduğu için oruç tutmalıyız.
Dualarımıza karşılık verilmesini istiyorsak, kulluğumuzu ve Allah’ın davetine karşı tavrımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Bakara Suresi’nin oruçla ilgili ayetlerinin hemen ardından şu müjdeli ayet gelir.
“Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.” (Bakara, 2/186) Allah (cc) oruçlarımızı, hayırlarımızı ve dualarımızı kabul etsin.