ALTYAPI BİTTİYSE, SIRA ŞİMDİ VİTRİNDE
Emrullah Gök
Belediye başkanları ikiye ayrılabilir:
Görev süresi boyunca etliye sütlüye pek karışmayıp “aman kimse fark etmesin yeter” diyerek gününü dolduranlar… Bir de, taşın altına elini sokup, çıkan inşaat tozundan bile sorumlu tutulanlar...
Fethiye Belediye Başkanı Alim Karaca bence ikinci grupta yer alıyor. Ama bu, herkesin aynı fikirde olduğu anlamına gelmez tabii ki...
Karaca 2019’da görevi devraldığında, Fethiye sorunları çözülmüş, güllük gülistanlık bir yer değildi. Dönemin Muğla belediye başkanı Gürün ve yılların Behçet başkanı arasındaki kişisel ve siyasal anlaşmazlıklar bir yandan, finansal sıkıntılar bir yandan, türlü nedenlerle ertelenmiş altyapı işleri, ötelenerek rafa kaldırılmış sorunlar, Ankara bürokrasisine takılıp kalan dosyalar… Kısacası Fethiye’nin Aspirin ile tedavi edilemeyeceği, ciddi bir operasyona ihtiyaç duyduğu aslında herkes tarafından biliniyordu.
2019'DAN BUGÜNE
Karaca da zaten ilk günden beri aynı şeyi tekrarladı:
“Fethiye'nin sorunları sadece makyaj ile geçiştirilebilecek kadar hafif değil! Makyaj değil, kalıcı çözüm!" FKM'de, ilk üç yılını özetlediği toplantıda da benzer bir tablo çizmişti:
“Göreve geldiğimizde bizden beklenti yüksekti, bunun farkındaydık. Sorunları temelden çözmek için hem siyasî, hem de teknik bir ekip kurduk.”
Peki, 2019'dan bu yana geçen 6-7 yılda neler yapıldı? Belleğimizi azıcık yoklayalım: Bugün Fethiye sahilinde halka açık üç plaj (Karaot, Akmaz, Kocaçalış) açılmış olması, şehrin farklı noktalarında açılan Halk Evleri, hiç de küçümsenmeyecek ciddi hamlelerdir.
Kent içindeki ana arterler—Atatürk Caddesi, Baha Şıkman, Ölüdeniz Caddesi, İnönü Caddesi ve Mustafa Kemal Bulvarı—sıcak asfaltla yenilendi. MUSKİ, AYDEM ve telekom şirketleriyle eşgüdüm içinde yürütülen büyük altyapı operasyonu, şehri şantiyeye çevirdi. Bazen aynı yerler tekrar kazıldı kapatıldı, yeniden açıldı… Bazen planlandığı gibi yürümedi. Evet, herkes için yorucuydu, evet, belediye zaman zaman haklı olarak sert biçimde eleştirildi. Çalış Kordonu'nun baştan aşağı yenilenmesi, Ölüdeniz arıtma tesisi, akıllı kavşaklar, güneş enerjili kapalı pazar yeri, belediyenin kendi asfaltını üretmeye başlaması, peyzaj düzenlemeleri, yenilenen meydanlar, spor alanları aklımıza ilk geliverenler... Unuttuklarımız ya da alıştığımız için hep öyleymiş gibi olanlar da vardır mutlaka... Açıkçası, geçen 6-7 yıllık süre zarfında Fethiye belediyesi kısıtlı bütçesiyle ve tüm ülkeyi etkisi altına alan ekonomik krizle birlikte ağır bir yükün altına girdi.
Ama aynı dönemde sosyal projeler de arttı: Şehrin farklı noktalarına açılan Halk Evleri, Belediyem Kart, Otizm Parkı, Down Kafe, Alzheimer Merkezi, Hoş Geldin Bebek, Language Kafe… Bazıları Muğla Büyükşehir desteğiyle, bazıları Fethiye'nin öz kaynaklarıyla yürütülen bu projelerin kimi takdir topladı, kimi “yeterli değil” denilerek eleştirildi.
KAMUOYU BUGÜN NE İSTİYOR ?
Peki Fethiye kamuoyu bugün artık ne istiyor? Aslında cevabı herkes biliyor: Verilen sözlerin görünür hale gelmesini.
Özellikle 2024 seçim kampanyası sırasında dile getirilen ve toplumda heyecan uyandıran projeler halâ "proje olarak" masada duruyor:
Halk ekmek büfeleri…
Yeni otogar…
Karagözler’deki çekek yerinin taşınması…
Fuar-kongre merkezi…
Olimpik yüzme havuzu…
Gençlik merkezleri, kitap kafeler…
Faralya yolu, Yarımada-Kayaköy hattının asfaltlanması, bisiklet yolları…
Aşıklar Tepesi, Balık Pazarı'nın yenilenmesi, yeni kapalı pazar yerleri, karavan parkı…
Kentsel tasarım düzenlemeleri…
KARACA'YI BEKLEYEN TEHLİKE
Bugün vatandaşın beklentisi net:
“Altyapıyı tamamladıysanız, artık vitrin düzenlemeye başlayın.”
Fakat burada şunu da unutmamak gerek. Hükümetin "tasarruf tedbirleri" adı altında aldığı kararlar, belediyelerin pek çok projesini kanunen ve fiilen kilitlemiş durumda...
Hatırlayalım; 17 Mayıs 2024 tarihinde yayımlanan "Tasarruf Tedbirleri" konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesiyle tüm kamu kurumları kapsama dahil edilmiş, birçok kısıtlamalar getirilmişti. Belediyeler de dahil olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşları 3 yıl boyunca (2027'ye kadar) yurt içinde ve yurt dışında hiçbir şekilde yeni hizmet binası alamayacak, kiralayamayacak, inşa edemeyecek veya bu amaçla gayrımenkul satın alamayacak, bunun için kamulaştırma yapamayacaktı.
O kadar ki; zorunlu haller dışında, 3 yıl süreyle büro malzemesi, makine ve teçhizat, teşrifat, bilgisayar ve donanım benzeri demirbaş alımı dahi yapamayacaklardı.
İşte, Fethiye belediyesinin de bu konudaki mevcut durumu "mazeret" şeklinde değil ama bir realite olarak kamuoyuna anlatması gerek... Belediye üst yönetiminin bu mevcut durumu sokaktaki sade vatandaşa yeterince anlatabildiğini düşünmüyorum. Yerel seçimlerde bu durum kendileri için sıkıntı yaratabilir, şimdiden uyarmış olalım.
Karaca’nın önündeki yol bundan sonra daha da kritik:
Yapılan başarılı işleri korumalı, geliştirerek devam ettirmeli, eksik kalanları ise bir an önce tamamlamalı, üstyapıyı gözle görülecek şekilde iyileştirmeli… Ya da, söz verdiği üstyapı iyileştirmelerinde 2024 yerel seçimlerinden bu yana neden somut adım atılmadığını ya da atılamadığını sokaktaki insanlara açık açık anlatmalı...
Fethiye’nin artık “kazı çalışması gündemini” değil, “yatırım gündemini” konuşması gerekiyor. Bu şehir bugün yeni bir macera aramıyor. Kimse kendini darı ambarında görmesin, bu Pazar günü seçim olsa, CHP içinden ya da dışından, mevcut başkanı zorlayacak bir rakip görünmüyor. Partizan olmayan sıradan vatandaş, sadece verilen sözlerin 2019 - 2024 döneminde olduğu gibi aynı tempoyla yerine getirilmesini bekliyor. Bütün mesele bu. Haydi, kış ayları boşa geçmesin, biraz hareket...