
Sıfır Noktası
Elif Öztürk / ELif'le İçsel Farkındalık
- 443
Cesaretin yok değil mi çekip gitmeye? Her şey üstüne gelirken hala korkuyor musun bırakıp gitmeye? Kurulu düzenin var, konforlu alanın var. Sıkışınca söylenip duruyorsun. Şikayet etmek kolay elbette. Kimse avutmayacak seni. Kimse sırtını sıvazlamayacak. Kızma bana. Öyle kaşlarını çatma. Hani hayallerin vardı senin? On yedi yaşlarının heyecanları mıydı tüm tasarıların? Yapmak istediklerini nerede bıraktın?
“İçindeki sesi dinle ve ilk gençliğin peşinden git!”
İçindeki çocuğu duymak istemiyorsun. Kolay mı öyle her şeyden vazgeçmek?
“Hele bu yaştan sonra bu kadar sorumluluk varken hayallerin peşinden koşmak kim, ben kim?”
Evet, sen kimsin gerçekten? Anne, baba, eş, çalışan, para kazanmak zorunda olan, para kazanmak için iyi bir mesleği seçmek zorunda olan, seçtiği mesleği sevse de sevmese de çalışmak zorunda olan, o mesleği bırakırsa para kazanamayacak olma kaygısı ve korkusu taşıyan, bu sorumlulukların altında ezilip kalan…
Peki sen mutlu musun? Bunca kaygının, korkunun, suçluluğun, sorumluluğun ortasında nefes alabiliyor musun? Sen olabiliyor musun? Gerçek seni biliyor musun?
Bir tane hayat var değil mi? Ya yaşayamadıklarımızın yasını tutarak şikayet edip duracağız. Ya da her şeyi kaybedip sıfır noktasından yeniden başlayacağız. Ben şu an tam oradayım. Peki sen hangisini seçiyorsun?