
İnanıyor musun? (3)
Elif Öztürk / ELif'le İçsel Farkındalık
- 29
Karşında duran adamın söylediklerine inanmak istiyorsun ama kalbinin en kuytularında senden bir şeyler sakladığını hissediyorsun. Sormak ile susmak arasında kalıyorsun. Sormaktan korkuyorsun. Daha büyük bir tepki vereceğini tahmin ediyorsun. susmak da olayın üstünü örtmek gibi geliyor. Bu sorunu çözmen, içini kemiren kurdun sesini kesmen gerektiğini biliyorsun.
“Hayır beni sevmediğini düşünmüyorum. Bir sıkıntın var ve benimle paylaşacak kadar beni sevdiğini düşünmüyorum.”
“Hayır bunun sevmekle ilgisi yok.”
“Yani bir sorunun olduğu doğru.”
Doğru muydu? Gerçekten bir sorunu vardı ve paylaşmamıştı öyle mi? Duyduğunu hazmetmeye çalışırken sevdiğin adamın bir şey söylemek için ağzını açıp geri kapattığını görüyorsun. Ardından derin bir nefes alıp söyleyeceklerini hazırladığını fark ediyorsun.
“Evet bir sorunum var ve içinden henüz çıkamıuyorum.”
“Anlatsaydın çözebilirdik. Söylemezsen …”
“Anlatırsam yanımda kalır mısın? Bilmiyorum. Kalman …”
“O nasıl söz öyle?”
“Önce bir dinle. Nereden nasıl başlayacağımı bilmiyorum… benim bir genetik hastalığım olabilir…”
“Genetik hastalık mı? Ama… sen doktora gitmedin ki…”
“Evet gittim ama sana söyleyemedim. Benim Romatoid Artrid adında bir hastalığım olabilir. Kas ve eklemlerin iltihaplanması ile oluşuyor.”
“Kesin mi ? yani doktor hemen teşhis mi etti?”
“Hayır, teşhis için bazı test ve tetkikler istedi ama şikayetlerimi dinledikten sonra ailedeki hastalık geçmişiyle bu hastalığın olma olasılığı çok yüksekmiş.”
“tamam o zaman hemen yaptıralım. Hastalığın ne ise tedavisine başlarız.”
“Öyle kolay değil. Dedemin çektiklerini bilsen anlardın.”
“Seni anlayamam doğru. Aynı derdi çeken tanıdığım yok ama her ne olacaksa beraber yaşayacağız.”
“buna zorunlu değilsin ve zaman içinde akciğerlere, karaciğerlere veya başka organlara da yayılabiliyormuş…”
Sevdiğin adamın daha fazla konuşmasını istemiyorsun. Bir kolunu sırtından bir diğerini ise belinden dolayıp sarılıyorsun. Kulağına doğru yönelip fısıltı halinde konuşuyorsun.
“Tamam her ne olacaksa olacak ama önce ne olduğunu öğrenelim olur mu? Kalanına sonra bakarız. Her şeyi birlikte yapacağız… adım adım… birlikte… seni yalnız bırakabileceğime inanıyor musun?”
Kollarında olduğun adamın kaygısını teskin etmek istiyorsun. Geçmişin izlerinin orada kalması gerektiğini düşünüyor, gölgesinin bugünün gerçeğine dönüşmemesini istiyorsun.