
ŞAİRLERİN KAZANCI PARAYLA PULLA ÖLÇÜLEMEZ!
Coşkun Karabulut / Kültür Sanat
- 849
Çoğu zaman şair arkadaşların şiir kitapları pek satmıyor diye, kitap yayımlamaktan kaçındıklarına şahit olmuşumdur. Şiir okuru azaldı, ilgi gösteren yok, para kazanmak şöyle dursun, kitabın maliyetini bile cebimizden harcıyoruz diye yakınıyorlar. Kendim de bu kitap parasını cepten verenlerdenim. Sadece 2 kitabım Bence Kitap gibi ulusal bir yayınevinden çıktı telifli olarak. Hepsi o kadar. Gerisini kendi imkanlarımla, maaşımdan karşıladım . İlk zamanlar TÜYAP gibi fuarlara katılırdım ama artık ona da katılmaz oldum.
Katılmama nedenim de, zaten iki saatliğine katıldığımız imza gününde, o saatte aynı standı paylaştığım sözüm ona yazarların, işportacı gibi çığırtkanlık yaparak, neredeyse " koş vatandaş koş bu kitapları ben yazdım, kaçırmayın hemen alın" dercesine bağırıp durmaları oldu. Önümüzden gelip geçen herkesi taciz ederek reklam yapmaları. Yer yarılsa da içine girsem dediğim çok anlar olmuştur. Yazar değil isportacı tipler soğuttu beni fuarlardan.Amacımız kitap satmaktan çok, fuar havası almak, yazar arkadaşlarla buluşup hasret gidermek, yenileriyle tanışmak falan.
Kitabın maliyetinin birazını çıkarmak, yol- otel masraflarına katkı sağlayacak kadar kitap satılmasını ben de arzu ederim. Ancak bir yazara yakışan edep ve duruşla . Kendini rezil rüsva ederek değil. Ne o öyle isportacılar gibi bağıra çağıra.
Bir de kitaptan para kazanma derdinde olanlar, hayal kuranlar var. Onların da derdi okura ulaşmak, estetik bilinç uyandırmak, kitleleri duyarlı kılmak falan değil, sadrce ve sadece kitabı satabilecek kapak ve isim bularak mümkün olduğunca alt okur grubuna satıp, çok para kazanmak. Belediyeler, devlet kurumları gibi yerlerde birilerini bir şekilde bularak, vatan millet, Sakarya diyerek, bol bol paraya çevirmek, cepleri doldurmak. Bunlar da sessiz işportacılar. Sessizden götürürler işi.
Ben şahsen, kitaplarımın çoğunu, gerçekten okuyacak insanlara ücretsiz veririm.Hele de üniversite ögrencilerine edebiyat- felsefe öğrencilerine. Paranın esamesi bile okunmaz böyle yerlerde. Arkadaşlarım şahittirler ülkenin her yanında.
Bazıları diyebilir ki" Senin şiirlerin para etmediği için , kuyruk acısı var. Bu yüzden çok satanları çekemiyorsun . " Hayır efendim hiç de öyle değil. 2O17 yılında Azerbaycan' da halen daha milletvekili olan Cevanşir Feyziyev'in önsözü ve katkılarıyla," Hardan haraya" adlı kitabım yayınlandı. Nazile Gültaç çevirisiyle ve Ekber Qoşalı desteğiyle. İmza gününe davet ettiler. Bakü, Şeki, Sumgayıt'ta kitaplarımı imzaladım muhteşem organizasyonlarla. Özbekistan' da dünyaca tanınmış şair dostum Xosiyet Rüstem, şiirlerimi Özbekçe kitaplaştırarak, tüm Özbek şiirseverlerle buluşturdu. Yine Öğretim Üyesi Shermurod Subhan, şiirlerimi çevirerek, 100 ciltlik Türk Dünyası Yazarları Başyapıtları serisine alarak beni onurlandırdı. Serinin 53.kitabında yüzün üzerinde şiirim yayınlandı. Neyse konu bu değil. Yani " kedi yetişemediği ciğere murdar der" meselesi değil Allah' a şükür.Yaşayarak ve inanarak söylüyorum ki, yazar ve şairlerin akçeli işlerle fazla sıkı fıkı olması iyi bir şey değil tam tersine, saflığı elden gider, geleceğe kalma şansı riske girer.
Her zaman söylerim .Şiir kitapları satmıyor, para etmiyor diye şairler dert etmesinler. Zira zaten şair ve yazar olmakla, peşinen kazanacağımızı kazanmışızdır. Üstelik de, paranın satın alamayacağı neler neler kazanırız: Dost kazanırız, gönül kazanırız, insan olmanın en üst düzeyini yaşamayı kazanırız, yaşama anlamlı bakmayı kazanırız, aşkın en ulaşılmazını yaşarız. Hele biraz daha uçarsak sonsuzluğa doğru kanat çırpmayı kazanırız.
Daha ne olsun Allah aşkına!