Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

MONA ROSA- SEZAİ KARAKOÇ

Coşkun Karabulut / Kültür Sanat

  • 701

"Bir şairin büyük aşkı" 
Mersin' den değerli yazar dostum Baha Akıner' in geçenlerde yayınladığı içimi acıtan, deyim yerindeyse " cızzz" ettiren yazısını kesip sakladım. Şimdi size bu yazıdan bir bölüm paylaşmak istiyorum. 
"Mona Rosa – I – Aşk ve Çileler” der ya şiirinin adına Sezai Karakoç. Kavuşamama, aşk, çile, hasret, sevda, dert, gam, keder; şairliğin sermayesidir derler. Tabi ki var bu şiirinin de bir hikâyesi:" diyor arkadaşımız. Şiir uzun olduğu için sadece bir bölümünü alalım buraya, dileyen tamamını bulup okusun. Ve şiirin sonunda hazin aşk hikâyesini okuyalım, canımız acıyarak. 
“Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller…

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iri iri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar…

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben bir deliyim.
Açma pencereni perdeleri çek
 (.......)
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa…" 
Sezai Karakoç üniversitedeyken bir okul arkadaşına sevdalanır, bu kişinin Adı Muazzez Akkaya’dır. Bir gün cesaretini toplayıp aşkını Muazzez Hanım´a arz eder. Fakat reddedilince çok üzülür. Okullar tatil olur ve Muazzez Hanım Geyve’de yazlıkta kalmaya başlar. Sezai Karakoç da tam karşısındaki yazlığın bahçesinde bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Her gün karşılıksız sevgi duyduğu sevgilisini seyreder. Ona şiirler yazar. “Mona Roza” şiiri Muazzez Akkaya’nın isminin baş harflerinden ortaya çıkar. Yani akrostiştir.
Okul biter ve mezuniyet töreni yapılır. Mezuniyet törenindeyse Sezai Karakoç ''Mona Roza'' şiirini okur. Muazzez Akkaya ise tam karşısındadır. Şiiri bittikten sonra bir alkış tufanı kopar. Herkes bir daha okuması için ısrar eder. Ve tam 3 kez Sezai Karakoç bu şiiri art arda okur. Sahneden tam ineceği sırada Muazzez Hanım koşarak yanına gelir ve ona hâlâ teklifinin geçerli olup olmadığını sorar. Sezai Karakoç, senin aşkın artık benimkine yetişemez der ve hayır cevabını verir. Muazzez Hanım bayılır. Sezai Karakoç, bir daha hayatı boyunca hiçbir kızı sevmez ve evlenmez. Hani kara sevda derler ya adına! Ahh, bu şairler; ahh, böyle bir aşk, böyle bir sevda…" 
Şiirler öyle kolay çıkmıyor. Her harf, her sözcük şairin iç yangınından alev alev çıkıyor. Ben de bir şiirimde: " her şiirin doğuşu/ biraz benim ölümdür/ günbegün" demiştim. Ah ki ne ah!
Selam olsun büyük şaire. Anısına saygıyla...


 

Yazarın Diğer Yazıları