Afi Can

Albert Camus 'Artık koruyamıyorum bu çağa uygun olmayan iyi niyetlerimi…'

Afi Can

                        Albert Camus

"Artık koruyamıyorum bu çağa uygun olmayan iyi niyetlerimi…"

Albert Camus Cezayir asıllı Fransız vatandaşı yazar. Kimileri Filozof olarak tanımlar. Ama ne yazdıkları ne de kendisi böyle bir şey iddaa eder. Futbolcudur. Üniversite de kısa bir süre top koşturmuştur. Vereme yakalanması onu sahadan uzaklaştırır ve yeniden sanata iter. Sancılı bir zamanda sahne alır.  Kendi talihi gibi insanlığında talihi pek yaver gitmez. 1. Cihan harbinde babasını kaybeden Camus, 2. Dünya Savaşının istemsizce tarafı olur arka cephelerde saf tutar kalemiyle… 

"insan parası varsa çalışmak zorunda kalmaz.böylece zamanı satın alır.bu kalan zamanda da  kendini mutlu edebilcek şeyleri yapar.yani para mutluluğu satın alır."

Üzerinde fikir birliğine varılmış konuları şair edasıyla daha anlaşılır hale getirmiştir çalışmaları.

Farklılıktan ziyade çok sesliliğin korosuna tenor olarak katılmayı seçmiştir. Çağdaşı satnre'nin edebi olarak önünde olsa da felsefe olarak ele aldığımızda oldukça gerisinde kalır. Fikirleri "hiçlik" makamı ile ilgilidir. Anlamsız ve tutarsız olan bu dünyaya karşı kayıtsızlığı savunur.

Sorunları ele alış biçimimiz kadar elden bırakış biçimimizde önemlidir. Niyetimiz, meseleyi eğip bükerek işimize yarar hale getirecek argümanları bulmaksa eğer, zihnimizin fazla zorlanmayacağı aşikardır.. Bir çoğumuzun gündelik hayatta karşılaştığı sorunlara yaklaşım biçimi, ne olduğundan ziyade nasıl bitmesini istediği ile doğru orantılıdır.

Misal;

İşe geç kalan bir kimse olayı olduğu gibi ele alsada düşünceleri olayı olmasını istediği gibi ele almaya meyilli olur. Yani olayın muhtemel sonuçlarından olan tatsızlığın yaşanmaması adına marifet sayılabilecek mazeretler üretmeye çabalayacaktır. Trafik vardı. Uyuya kalmışım, gibi bilinen mazeretlerin ötesinde bir durumda ise bu durum tüm hatları ile daha belirgin olacaktır.  Kendi yaratıcılığınıza şaşırabilirsiniz.

Camus bu ikilemi sisifos söyleminde detaylıca masaya yatırmış ama çoğunlukla meseleye isteği yerden neşter vurarak yapmıştır otopsiyi. Oldukça soğukkanlı ve seri biçimde düşüncelerini bileyleyerek keskinleştirmiştir bu eserinde…

Üç ihtimal koyar ortaya; 

1- intihar etmek. 

2- entelektüellikten ödün vererek bir şeylere inanmak (aşk, din vs.) ve hayatın anlamını bununla açıklamak. 

3- anlamsızlığı, saçmalığı kabul edip buna rağmen devam etmek, yaşamak. 

neyi seçtiğini biliyoruz.

Ama yaşamı, içinde barındırdığı çeşitliliklere rağmen bu kadar sığ olan bir gölete hapsetmek, derinliği olmayan bir meseleye eğilmekle eş değerdir. Eserlerinde maddi dünyanın kıymetinin belirsizlikler içerisinde olduğunu bunun yanında manevi kıymetinin ise kir,pas içinde kaldığını zamanın dönüşüm süreçlerinde sık sık sınır ihlali yapıldığını ve bazı vakitlerde tecavüze uğradığını, o yüz saf ve temiz kalamadığını anlatır durur. Bu durumu şu satırları ile izah eder.

" "Şimdi Cezayir'de halkın bindiği otobüslere bombalar yerleştiriyorlar, annem de bu otobüslerdeki yolculardan biri olabilir, eğer adalet buysa ben annemi seçiyorum" demiştir.

Fransa'da ve sanat çevrelerinde oldukça su kaldırmıştır. Bu açıklaması ile batılılar tarafından itilip kakılsa da nobeli olmayı başarmıştır. İyi ki bu dünyaya uğradın Albert Camus.

Yıllardır çoğunluğun ahlakına göre yaşamayı arzuladım, kendimi herkes gibi yaşamaya zorladım. Ayrı ve bağımsız olduğumu hissettiğimde bile, çoğunluğa bağlanmak için söylenmesi gerekenleri söyledim. Tüm bunların sonucu felaketti, çünkü şimdi kendimi harabelerin arasında gezinip kendimin ve eksikliklerimin içine kapanmış görüyorum.

Dünyanın anlamı bizim ona yüklediğimiz mana kadardır. Sevgiyle kalın sağlıcakla kalın. Keyifli haftalar dilerim.


 

Yazarın Diğer Yazıları