Fethiye ve Seydikemer'deki antik kentlerde ziyaretçi yoğunluğu artıyor
Muğla'nın gözde turizm destinasyonları arasında yer alan Fethiye ve Seydikemer, tarihi mirasıyla da öne çıkıyor. Likya Uygarlığı'na ev sahipliği yapan antik kentler, yaz sezonunda yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Muğla’nın gözde turizm destinasyonları arasında yer alan Fethiye ve Seydikemer, tarihi mirasıyla da öne çıkıyor. Likya Uygarlığı’na ev sahipliği yapan antik kentler, yaz sezonunda yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen tatil beldelerinden Fethiye ve Seydikemer, sadece doğal güzellikleriyle değil, binlerce yıllık tarihiyle de dikkat çekiyor. Likya medeniyetine ait birçok antik kenti barındıran Fethiye ve Seydikemer, arkeoloji ve tarih tutkunlarının uğrak noktası haline geldi.
Fethiye’deki Telmessos Antik Kenti, ilçenin kalbinde yükselen Amintas Kaya Mezarları ile adeta bir açık hava müzesi görünümünde. Kayalara oyulmuş devasa mezarlar, M.Ö. 4. yüzyıla tarihleniyor. Antik tiyatro ise günümüzde kültürel etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
Tarihle iç içe bir köy olan Kayaköy, Osmanlı dönemi sonrası mübadeleyle boşaltılmış ve taş evleriyle zamana meydan okuyor. Fotoğrafçılar ve tarih meraklılarının vazgeçilmez adresi olan Kayaköy, kültürel miras açısından büyük önem taşıyor.
Fethiye’ye 35 kilometre uzaklıktaki Tlos Antik Kenti, mitolojik kahraman Bellerophontes’in yaşadığı yer olarak biliniyor. Kent, stadyumdan tapınağa, agora’dan kaya mezarlarına kadar pek çok yapıyı barındırıyor.
Likya’nın kutsal alanlarından biri olan Letoon Antik Kenti, Fethiye’ye yaklaşık 65 kilometre mesafede, Seydikemer ilçesi sınırlarında bulunuyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan antik kentte, tanrıça Leto ve çocukları Apollon ile Artemis’e adanmış üç tapınak yer alıyor.
Letoon’un hemen yakınında bulunan Xanthos Antik Kenti ise Likya Birliği’nin politik merkezi olarak biliniyor. Lahitleri, yazıtları ve tiyatrosuyla dikkat çeken Xanthos, bölgedeki arkeolojik araştırmaların da odağında yer alıyor.
Daha az bilinse de eşsiz doğasıyla büyüleyen Pınara ve Cadianda Antik Kentleri de, hem doğa yürüyüşçüleri hem de tarih severler için keşfedilmeyi bekleyen hazineler arasında yer alıyor. Özellikle Cadianda, Üzümlü Mahallesi yakınlarında orman içinde saklı yapısıyla huzur arayan gezginlerin uğrak noktası haline geldi.
Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği ören yerleri, yaz sezonunun ortasında günlük turlarla binlerce kişiyi ağırlarken, tarihî ve kültürel turizmin gelişimine de büyük katkı sağlıyor.
Bakmadan Geçme





