- Haberler
- Sağlık
- Doktorların 17 yıl önce 'ameliyat olmazsa ölür' dediği çocuk doğru teşhisle hayata tutundu
Doktorların 17 yıl önce 'ameliyat olmazsa ölür' dediği çocuk doğru teşhisle hayata tutundu
beynindeki sıvı birikmesi nedeniyle doktorların 'ameliyat olmazsa ölür' dediği ve 10 günlük bebekken Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen'in kontörlünde ilaç tedavisi uygulanan Hasan Hüseyin İzgünden bugün 17 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor.
Hasan Hüseyin İzgünden, bundan 17 yıl önce Gaziantep'te dünyaya geldi. İzgüden için bazı doktorlar hidrosefali yani beyinde su toplaması teşhisi koyup "ameliyat olmazsa ölür" dedi. Bunun üzerine dede Hüseyin Erdoğan torununu kurtarmak için arayışa girdi. Gaziantep'te bir çok hastane ve doktora götürdü nereye gittiyse ameliyat olması gerektiği söylendi. Dede Erdoğan son olarak torununu daha önceden tanıştığı Adana'daki Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen'e getirdi. Prof.Dr.Şen'in kontörlünde ilaç tedavisi uygulanan İzgünden, büyüdü 17 yaşına geldi.
“İlkokul ile ortaokulu birinciliklerle tamamlayan genç, şimdi de üniversiteye hazırlanıyor”
Süreçle ilgili bilgi veren Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, "17 yıl önce, 10 günlük bebekken annesi ve dedesi tarafından bana getirildi. Doğar doğmaz doktorlar ameliyat önermişler. Hidrosefali nedeniyle beyinde su toplanması var, bu nedenle acil ameliyat etmemiz gerekiyor yoksa ölür demişler. Gaziantep ve Adana'da farklı yerlere götürmüşler. Genel olarak hep ameliyat demişler. Ben muayenesini yaptım ve bıngıldak denilen yere baktığımda normal bombelikteydi. Anneye sordum, normal dururken kusma var mı? diye. ‘Hayır, yemek yerken kusma oluyor' dedi. Muayeneye devam ettiğimde çocuğun klinik tablosu, nörolojik muayenesi ve filmi birbiriyle uyumlu değildi. Bunun üzerine acil ameliyat gerekmiyor, izleyelim. dedim. Bıngıldakta bombe olursa ve arka arkaya kusma olursa o zaman ameliyatını yaparız dedim. Normalde ilk anne karnındayken gelişen süreçte olan bir olay. Radyolojik olarak çocuğun doğar doğmaz bu bulguyu görmemiz, hepsinin aktif hidrosefali olduğu anlamına gelmiyor. Bazen yeni doğanlarda olan ufak kanamalardan kaynaklanabiliyor" dedi.
Sözlerini sürdüren Prof.Dr. Şen "Bizim çocuğumuzda, anne karnında yaşanan bir süreç olduğu için beyine ekstra bir baskı uygulamıyordu. Beyin buna göre gelişmişti. Anne, bizim söylediğimizi tercih etti. O tercihin üzerine şu an 17 yıl geçti. 17 yaşında ve ilkokul ile ortaokulu birinciliklerle tamamlayan genç, şimdi de üniversiteye hazırlanıyor. Bizim burada asıl amacımız, özellikle genç meslektaşlarıma sesleniyorum:
Hidrosefali tanısı konulan her çocuk acil ameliyatlık değildir. Bazen arrest hidrosefali olabilir ve şant takmak gerekmiyor. İzlemekte fayda var. Her müdahale cerrahi müdahale değildir. Doğruyu söyleyip göstermek en güzel müdahaledir" diye konuştu.
“Avukat olmak istiyorum”
17 yaşında olan Hasan Hüseyin İzgüden, "Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Umarım hocamızın kızı gibi ben de avukat olabilirim. Ameliyat olsaydım belki şu an bu durumda olmayabilirdim. İyi ki ameliyat olmamışım, iyi ki hocamızla tanışmışız. Ameliyat olsaydım kafamda şant takılı olacaktı, hayat daha da zor olacaktı. İyi ki takılmamış ve bugünlere gelmişim" diye konuştu.
Dede Hüseyin Erdoğan ise, "Bundan 17 yıl önce torunum doğduğunda ‘ameliyat yapılması gerekiyor, yoksa ölür' dediler. Ben de Orhan hocayla telefonda görüştüm. Daha sonra buraya getirdik. Orhan hoca muayene etti ve herhangi bir cerrahi müdahale yapılmadan, ‘Birkaç gün daha bekleyelim, beyinde su toplama olursa ameliyata alırız' dedi. Çok şükür o da olmadı. O gün Orhan hocamla tanışmamızın meyvesini aldık. Bugün torunum 17 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme


