CHP Fethiye'den 'Talan Yasası' Tepkisi
CHP Fethiye İlçe Başkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülmekte olan ve kamuoyunda 'Talan Yasası' olarak bilinen düzenlemeye karşı Fethiye'nin Üzümlü Mahallesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi.

MAPEG’ne (Maden ve Petrol işleri Genel Müdürlüğü) olağanüstü yetkiler tanınarak, bürokratik denetim mekanizmaları yok edilecektir.
Kurulacak yeni bir “Üst Kurul” eliyle, Cumhurbaşkanlığı nezdinde tüm süreçler merkezileştirilmektedir. Kamu kurumları (Tarım, Çevre vb.) “izin vermese” bile, üst kurul bu kararları geçersiz sayabilecektir.
Maden sahalarında yapılan kontroller sonucunda iyileştirme zorunluğu gerektiren durumlar hafifletilerek şirketler üzerindeki denetimlerin azaltılması söz konusu olabilecektir.
Bu düzenleme yasalaşırsa doğal ve tarım alanlarında tahribat daha da artacak. Yeni ruhsatlar çok kolay verilebilecek. Ormanlar, Meralar, Tarım Alanları, Yeraltı su kaynakları yani bütün doğa kamu yararı adı altında sermayeye devredilebilecektir. Hukuksuz projelere izin verilecek, denetimsizlik kalıcı hale gelecektir.
Zeytinlik alanlarının taşınabileceği aldatmasıyla zeytin ağaçlarının taşınabileceği ifade edilmektedir. Aynı miktarda alanın başka yerlerde tesis edilmesiyle mevcut zeytinliklerin yok edilmesi anlamına gelecektir.
Zeytinlik alanların taşınması mümkün olamayacak kadar zordur. Yüzbinlerce dikili zeytin ağacının oluşturduğu ekosistem, toprağın yapısı, mikrokliması, çevresindeki bitki örtüsü, böcekler, kuşlar ve yerel su döngüsüyle birlikte bütünsel bir varlıktır.
Bu yasa, tarım alanlarının enerji ve maden şirketlerinin ihtiyacına göre "yeniden düzenlenmesini" değil, tümüyle yok edilmesini hedeflemektedir.
Doğaya, Tarıma Saygılı Enerji Politikası Nasıl Olmalıdır?
Enerji politikaları, yalnızca megavat üretmekle değil; toplumun geleceğini, doğanın sürekliliğini ve halkın geçim kaynaklarını nasıl etkilediğiyle değerlendirilmelidir. Bu çerçevede bir ülke için hem madencilik hem de tarım stratejik ve vazgeçilemez sektörlerdir. Ancak bu iki alan, birbirini yok ederek değil; bilimsel, planlı ve toplumsal dengeyle bir arada var olabilir.
Madencilik ise doğası gereği sınırlı, denetimli ve kamu yararını önceleyen bir yapıda olmalıdır. Bugün önerilen yasa, madenciliği halkın ve doğanın önüne geçiren bir araç haline getirmektedir. Bu, yalnızca ekolojik değil; toplumsal bir yıkımdır.”
Bakmadan Geçme





