TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 25 Ağustos 2021 11:52
”Dilimizde öyle deyimler vardır ki, nereden baktığınıza göre bir değer ifade eder. “Yüz yüze bakmak” deyimi de bunlardan biri. İyiye yorsan, bunu dikkate alarak . yaptığın davranışlar iyi davranış oluyor; kötüye yorsan da tam tersi oluyor. -Ben kimseyi kırmamak adına, haklı da olsam hataları söylemekten kaçınırım. Zamana bırakır, uygun bir an' ı kollarım. Ama bazılarını bilirim, hani “ Doğrucu Davut” dedikleri cinsten birileri, insanın hatasını hiç affetmez, güya yerinde dersini vermek için pat diye hemen söyleyiverirler. Doğruluk ya da haklılık adına zehirlerini öyle bir akıtırlar ki, muhatabı epey bir müddet kendine gelemez. “Bu insanla bir daha yüz yüze nasıl bakarım?” diye hiç düşünmezler. Şimdi gelelim asıl konuya. Bu deyimi iyi tarafından alırsak, sürekli birlikte yaşayacağımız insanların ufak tefek hatalarını, yanlışlarını hemen söylemeyip içimize atarak gönüllerini kırmamış oluruz. Yüzlerine söylemeyip kırmak istemeyiz ama düzeltmeleri için de uygun ortamlarda hafiften sitem ederiz, anlayan anlar. Ama yüzüne karşı hataları söylemeyip arkasından konuşursak iyi bir davranış olmaz. Tamam, hemen pat diye yüzüne vurmayalım ama sürekli de arkasından konuşarak dedikodu da yapmayalım. En iyisi zamana yayıp, hatalı gördüğümüz ya da bize ters gelen davranışlarını uygun ortamlarda “ kızım sana söylüyorum gelinim sen anla!” misali ince mesajlarla düzeltilmesini sağlamaktır. Başta da söylediğim gibi sürekli birlikte yaşayacağımız dostlarımızı doğruları söylemek adına patavatsız davranışlarla kırmak, incitmek ve küstürmekten kesinlikle kaçınırım. Haklı da olsam hatta çok haklı da olsam bu değişmez. Bu konuda hoşgörülü olmak benim temel felsefemdir.. Böyle düşünen insanları da severim. Sevmediğim bir şey var. Yüz yüze baktığımız insanlarla yarın öbür gün bizim de onlara işimiz düşeceği için malın iyisini satıp, kötüsünü tanımadığımız “ öteki”lere bırakmak. Balığın tazesini, ekmeğin iyi pişmişini, simitin gevreğini yüz yüze bakacağımız tanıdıklara verip, bayatını başkalarına vermek yok! Hani terminallerde satarlar ya “yolcu işi” diyerek. Ömründe bir defa göreceğin insana bile malın iyisini . satmak zorundasın. İnsan olmanın gereği budur. “Yüz yüze bakmak” demek birisiyle sürekli birlikte yaşamak kadar, gece başını yastığa koyduğunda, vicdanıyla da yüz yüze gelmek demektir. Anlayana! Yüz yüze bakmak, birlikte yaşanılacak güzel dostça günlerin hatırına bir şeyleri sinemeye çekmekse evet; ama,” yarın da benim ona işim düşer, ona göre davranayım” gibi hesap kitap işine dönerse hayır!