Uygarlıkların Başkenti: Beçin Kalesi Tarihe Işık Tutuyor
Anadolu'nun güneybatısında yer alan ve bir dönem Menteşe Beyliği'nin idari merkezi olan Beçin Kalesi, tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yaparak adeta bir açık hava müzesine dönüştü. Milas'a yaklaşık 5 kilometre uzaklıkta bulunan kale, geçmişiyle ziyaretçilerine adeta zaman yolculuğu yaşatıyor.
Antik dönemde Karia, Osmanlı döneminde ise Menteşe vilayeti olarak bilinen bölgede konumlanan Beçin, özellikle 13. yüzyılın ikinci yarısından 15. yüzyıl başlarına kadar Menteşe Beyliği'nin önemli merkezlerinden biri oldu. Şehrin adı eski belgelerde Barçın, Berçin ya da Petzona olarak da geçiyor.
Beçin'in, Milas'ın kozmopolit yapısına karşın daha korunaklı bir topografyaya sahip olması, onu beyliğin yönetim merkezi haline getirmiş olabilir. Şehir, Bizans döneminden kalma yapılarla birlikte, Türk döneminde eklenen hamam, sarnıç, cami, medrese ve türbelerle dikkat çekiyor. Özellikle kalenin kuzeyinde yer alan kayalık üzerindeki İç Kale, bölgeye hakim manzarasıyla öne çıkıyor.
Ahmed Gazi Medresesi, Orhan Camii, Kızılhan, Kubbeli Çeşme ve çeşitli türbelerin çevrelediği şehir meydanı, günümüzde hem akademisyenlerin hem de tarih meraklılarının ilgisini çekiyor. Ayrıca Beçin surlarının dışında kalan Karapaşa Medresesi, Yelli (Kepez) Medresesi ve Orman Tekkesi, kentin bir dönem ilim merkezi haline getirilmek istendiğini gösteriyor.
Ancak Beçin'in yıldızı, Osmanlı idaresine geçişinden sonra sönmeye başladı. 1424 yılında Osmanlı topraklarına katılan şehir, ilerleyen yüzyıllarda özellikle Celali isyanları sırasında büyük ölçüde boşaldı. Son yerleşimciler ise 1950'li yıllarda kaleyi tamamen terk etti.
Bugün ise 'Uygarlıkların Başkenti' olarak anılan Beçin, yürütülen arkeolojik kazılar ve restorasyon çalışmalarıyla yeniden gün yüzüne çıkarılıyor. Ortaçağ Türk şehir dokusunu gözler önüne seren yapılarıyla Beçin Kalesi, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutmaya devam ediyor.