Turizmci Hikmet Selçuk: '2025 Zayıf Geçti, 2026 Daha Umutlu Ama Ekonomiye Bağlı'
Turizm sektörünün deneyimli isimlerinden iş insanı Hikmet Selçuk, 2025 turizm sezonunu değerlendirerek 2026 yılına ilişkin önemli öngörülerde bulundu. Bu yıl sezonun geç başlaması, yüksek maliyetler ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle beklentilerin altında kaldığını söyleyen Selçuk, asıl odak noktasının turist sayısı değil, elde edilen döviz geliri olması gerektiğinin altını çizdi.
“2025 Sezonu Geç Başladı, Sadece 1 – 1,5 Aylık Doluluk Yaşandı”
Selçuk, 2025 yaz sezonunun hem iç piyasadaki ekonomik kriz hem de turistlerin yüksek fiyatlardan dolayı yaşadığı sıkıntılar nedeniyle oldukça geç başladığını belirtti. “Bu sezon temmuzun ortasında başladı diyebiliriz. Satışlar tamamen son dakikaya kaldı. 15 Temmuz’dan itibaren bir doluluk yakaladık ama bu sadece 1 – 1,5 aylık bir süreyle sınırlı kaldı. Elbette bu, 12 aylık maliyeti karşılamıyor. Bu nedenle 2025’in zor bir yıl olacağını sezon başında öngörmüştüm ve bu da gerçekleşti,” diye konuştu. Muğla özelinde resmi verilere göre %3’lük bir düşüş yaşandığı belirtilse de Selçuk, bu oranın %10’a kadar çıktığını düşündüğünü söyledi.
“2026 Daha İyi Görünüyor Ama Turizm Pamuk İpliğine Bağlı”
2026 sezonuna dair beklentilerinin daha umut verici olduğunu ifade eden Selçuk, ekonomik göstergelerdeki toparlanmanın olumlu etki yaratacağını dile getirdi: “Şu anda enflasyonda düşüş eğilimi var, maliyetler biraz oturmaya başladı. Küresel ekonomik kriz ve politik gerilimlerde de yavaşlama var. Özellikle İspanya ve İtalya gibi rakip destinasyonlar kapasite sınırına yaklaştıkça, talep Türkiye’ye kayıyor. Bu da bize son dakika avantajı sağlıyor. 2026 rezervasyonları bu nedenle daha iyi gidiyor. Yine de turizm pamuk ipliğine bağlı; beklenmedik bir kriz tüm tabloyu değiştirebilir.”
“Sayı Değil, Turistin Bıraktığı Dövize Bakmamız Lazım”
Turizmde asıl önemli kriterin turist sayısı değil, kişi başı gelir olduğunu vurgulayan Selçuk, Türkiye’nin kendini pazarlama konusunda eksikleri olduğunu söyledi: “64 milyon turist geldiği söyleniyor ama ben buna inanmıyorum. Sabah Yunanistan’a gidip akşam dönen günübirlikçi de bu sayıya dahil. Transit yolcular da bu rakamın içinde. Asıl mesele konaklayan turist sayısı ve bıraktığı döviz miktarıdır. Bizim bunu ölçmemiz lazım.”
Selçuk, Türkiye’nin tanıtım ve pazarlama konusunda hâlâ zayıf olduğunu da belirtti: “Mesela Fethiye ve Muğla turizmi büyük oranda İngiltere pazarıyla bağlantılı. Ancak İngiltere’ye yönelik doğru düzgün bir pazarlama stratejimiz yok. En büyük pazarımıza odaklanmamız gerekir.”
“Fiyatlar Oturmazsa Rekabet Edemeyiz”
Turizmdeki en büyük sorunlardan birinin maliyetler olduğunu ifade eden Selçuk, özellikle “her şey dahil” sisteminde çalışan tesislerin çok zorlandığını söyledi: “Rakiplerimiz eti 8 euro’ya alırken biz 14-15 euro’ya alıyoruz. Böyle bir ortamda aynı pazarda rekabet etmemiz mümkün değil. Fiyatların düşmesinden önce oturması, stabil hale gelmesi gerekiyor. Maliyetleri düşürmeden fiyatları düşüremezsiniz.”
Selçuk, üretimden başlayarak ekonomik yapının iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı: “Ekonomiyi toparladığımız sürece turizmde çok daha iyi yerlere geleceğiz. 2026 biraz daha iyi olacak gibi görünüyor ama yine de temkinli olmakta fayda var.”
“Gerçek Tanıtım Yapamazsak Misafir Geri Dönmez”
Türkiye’nin doğal güzellikleri ve turizm potansiyeline rağmen, eksik veya yanlış tanıtım nedeniyle misafirlerin memnuniyetsizlik yaşadığını da dile getiren Selçuk: “Denizimiz, kumumuz, güneşimiz çok güzel ama bunları doğru anlatamazsak turist geri gelmiyor. Eksik söylediğimizde güven kayboluyor. Turist artık gerçeği istiyor. Ekonomi düzelirse, biz de elimizi güçlendirip dünyaya çok daha güçlü bir şekilde kendimizi tanıtabiliriz,” dedi.