Güney Koreli gezgin Hyojeong Park: 'Türkiye gördüğüm en misafirperver ülke'
Sosyal medyada 'Mhyochi' adıyla tanınan Güney Koreli gezgin Hyojeong Park, yürüyerek sürdürdüğü Türkiye turu kapsamında Trabzon'a geldi. Türkiye'nin gördüğü en misafirperver ülke olduğunu söyleyen Park, üçüncü gelişi olduğunu ve annesini de getirmek istediğini belirtti.
Türkiye'de bir süredir farklı şehirleri yürüyerek gezen ve sosyal medyada yayın yapan 26 yaşındaki Güney Koreli Hyojeong Park'ın son durağı Trabzon oldu. Samsun'dan yola çıkan Park, Ordu ve Giresun'u geçtikten sonra Trabzon'a ulaştı. Bu süreçte seyahatini takipçilerine anlık olarak yansıtan Hyojeong Park, Trabzon'un ardından yola devam edeceğini belirtti.
“Türkiye'ye üçüncü gelişim”
Türkiye'ye bir ay önce geldiğini ve üçüncü gelişi olduğunu söyleyen Park, "Türkiye'yi, yemeklerini, insanlarını ve havasını gerçekten çok seviyorum. Bu benim üçüncü gelişim ama Karadeniz Bölgesi'ne ilk gelişim. Daha önce İstanbul, Bursa, İzmir, Denizli, Fethiye, Antalya, Ankara, Eskişehir, Nevşehir, Kayseri, Samsun, Ordu gibi şehirleri gezdim. Seyahatime Samsun'dan başladım. Karadeniz Bölgesi'nin en büyük şehirlerinden biri ve tarihi hakkında bilgi edinmeyi de sevdiğim için Samsun'dan başlamayı tercih ettim. Orası Atatürk'ün Kurtuluş Savaşı için ayak bastığı yer. Bu yüzden 'Tamam, bu başlamak için oldukça iyi bir yer' dedim. Sonra doğu kıyı şeridini takip ederek Trabzon'a ulaştım ve yola devam edeceğim" dedi.
“Türkiye gördüğüm en misafirperver ülke”
Bugüne kadar 38 ülke gezdiğini belirten Park, Türkiye'de vatandaşlar tarafından iyi karşılandığını söyledi. Park, "Türkiye'yi çok seviyorum. Türkiye ziyaret etmekten en fazla keyif duyduğum ülkelerden biri. Sadece havası ve yemeği yüzünden değil, misafirperverliği de en iyisi. Şu ana kadar 38 ülke gezdim ama Türkiye, yaşadığım tüm misafirperverlikler arasında en iyi ülke" diye konuştu.
“Türkiye ve Güney Kore kardeş ülke”
Güney Kore ile Türkiye'nin kardeş ülke olduğunu söyleyen gezgin, "Aslında Güney Kore ve Türkiye kardeş ülke. Bu yüzden Türkiye bizim için bilinmeyen bir ülke değil, birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Ve her zaman geri gelmek istememin nedenlerinden biri buydu ve ayrıca gezi listemde Kapadokya'ya gitmek ve balon turuna katılmak vardı. Bu aslında üçüncü Türkiye seyahatime geri dönmemin ilk nedeniydi. Ama bu Karadeniz yolculuğundan sonra sanırım tekrar geri geleceğim. Annemi bile getirmek istiyorum. Bence o da çok sevecek" ifadesini kullandı.
“Takipçilerim bana Karadeniz'e gitmem gerektiğini söyledi”
Karadeniz Bölgesi'ni gezmeye nasıl karar verdiğini de anlatan gezgin, "Aslında Karadeniz Bölgesi hakkında hiçbir fikrim yoktu ve Kapadokya'daydım, canlı yayın yapıyordum. Türk izleyicilerim bana 'Mhyochi, Karadeniz Bölgesi çok güzel. En azından gidip denemelisin' diyorlardı. Ben de bazı büyük şehirleri seçiyordum ve 'Bunu bir tür eğlenceli meydan okumaya dönüştürmek istiyorum' diye düşünüyordum. Araba sürmenin büyük hayranı değilim. Yürümeyi sevmemin nedeni, manzaraları daha yavaş görebilmem ve burada insanlarla karşılaşabilmem. Onlar da beni bazen çay veya yemeğe davet ediyorlar. Ben de 'Tamam, bu benim için Karadeniz Bölgesi'nin gerçek yüzünü keşfetmek ve belki de bu yolculuğu izleyicilerimle paylaşmak için aslında iyi bir yol' diye düşündüm" dedi.
“Tek başıma yolda olmak beni burada zorlamadı”
Tek başına yollarda olmanın bulunduğu süreçte kendisini çok zorlamadığını belirten Park, "Bence birçok insan bu tür şeyler hakkında benim için endişeleniyordu. Çok tehlikeli olduğunu söyleyemem ama her zaman küçük bir olasılık vardır. Sonuçta dünyada iyi insanlar olduğu gibi kötü insanlar da var. Ama hiçbir zaman burada tehlikeli herhangi bir durum hissetmedim. Birçok belediye veya yetkili bana yardım ediyor ve ben onlara gerçekten teşekkür ediyorum. Tehlikeli olan tek şey buranın yemekleri. Çünkü yemekler çok güzel, gittikçe kilo alıyorum" diye konuştu.
“Türkiye'de benim beş ailem var”
Türkiye'ye geldiği süreçte çok iyi insanlarla tanıştığını ifade eden Park, "Yaklaşık beş tane ailem var. Türk ailem, onlara ailem diyorum. Çünkü otel bulamadığmda beni evlerine davet ettiler. Evlerinde kaldım, kahvaltı hazırladılar. Beni karavan kamplarına davet eden ailelerle tanıştım. Yolculuğum boyunca birçok farklı aileyle tanıştım ve bu yaşadığım en ilginç anlardan biriydi. Türkiye'de yaşayan insanlarla tanışmak ve onların sevgisini ve misafirperverliğini deneyimlemek çok güzeldi. Benim için bu tüm gezinin en iyi anıydı" şeklinde konuştu.
“Bir sonraki hedefim Likya Yolu'nu yürümek”
Karadeniz Bölgesi'ni yürüdükten sonra hedefinin Türkiye'nin güneybatısındaki Fethiye'den başlayarak Antalya'ya kadar uzanan yaklaşık 520 km uzunluğunda bir yürüyüş rotası olan Likya Yolu'nu yürümek olduğunu belirten 26 yaşındaki içerik üreticisi, "Aslında Karadeniz seyahatimden sonra Türkiye'ye geri gelmek ve başka bir meydan okuma yapmak istiyorum. İnsanlar bana Akdeniz'e gitmemi ve orada Likya Yolu'nu yürümem gerektiğini söylediler. Ancak şu an orada havanın çok sıcak olduğunu. monbahar mevsiminde daha iyi yürüyebileceğimi ifade ettiler. Bu yüzden bir sonraki hedef olarak Likya Yolu'nu yürümeyi çok istiyorum" dedi.