Fethiye Otizm Derneği'nden çarpıcı mesaj: 'Otizmli kadınlar iki kere sessiz, iki kere mağdur'
Fethiye Otizm Derneği Başkanı Fatma Dilek Yüksel, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü'nde yaptığı açıklamada, otizmli kadınların ve otizmli çocuğa sahip annelerin maruz kaldığı çok boyutlu şiddete dikkat çekti.
Fethiye Otizm Derneği Başkanı Fatma Dilek Yüksel, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, otizmli kadınların ve engelli çocuğa sahip annelerin yaşadığı görünmez şiddet biçimlerini gündeme taşıdı. Yüksel, kadına yönelik şiddetin Türkiye’de münferit olaylar bütünü değil, sistemsel bir sorun olduğunun altını çizerek, 6284 sayılı kanunun etkin uygulanmamasının, uzlaştırma mekanizmalarının yanlış kullanımının ve indirimli cezaların failleri cesaretlendirdiğini ifade etti.
Otizmli kadınların “iki kere mağdur, iki kere sessiz” bırakıldığını vurgulayan Yüksel, “Otizmli kadınlar ve kız çocukları, nöroçeşitlilikleri nedeniyle şiddetin en savunmasız hedefleri haline gelmektedir. İstismar riski, iletişim farklılıkları ve sosyal ipuçlarını algılamadaki zorluklar nedeniyle otizmli kadınları manipülasyona, cinsel ve fiziksel istismara çok daha açık hale getirmektedir” dedi. Yüksel, şiddete uğrayan otizmli kadınların kolluk kuvvetleri veya yargı önünde kendilerini ifade etmekte zorlandıklarını, bu nedenle beyanlarının çoğu zaman yeterli görülmediğini belirterek, “Bu durum faillerin cezasız kalmasına neden oluyor” diye konuştu. Türkiye’deki sığınma evlerinin otizmli kadınlar için gerekli fiziksel ve sosyal donanıma sahip olmadığını ifade eden Yüksel, şiddetten kaçan otizmli kadınların, yardım aldıkları kurumlarda dahi ayrımcılığa maruz kaldığını söyledi.
Otizmli çocuğu olan annelerin toplumdaki “kutsal annelik” anlayışı nedeniyle tüm bakım sorumluluğunu tek başına üstlendiğini belirten Fethiye Otizm Derneği Başkanı Fatma Dilek Yüksel, birçok annenin çalışma hayatından koparak ekonomik olarak eşine bağımlı hale geldiğini, bunun ise sistematik ekonomik şiddeti tetiklediğini dile getirdi. Yüksel, saha gözlemlerinin, engelli bir çocuk doğduğunda babaların evi terk etme oranının yüksek olduğunu, kalan babaların ise çoğu zaman anneleri suçlayarak psikolojik şiddet uyguladığını gösterdiğini kaydetti. Yüksel, sosyal devlet ilkesi gereği olması gereken mola evleri ve gündüz bakım merkezlerinin yetersizliği nedeniyle annelerin kesintisiz bakım yükü altında ezildiğini ve ciddi psikolojik baskı yaşadığını belirtti.